Berlin de düzenlenen İslam Konferansı` yeni bir tartışmayı da gündeme getirdi. Alman hükümeti Müslüman derneklerine yurt dışından mali desteğin kesilmesini istiyor. Peki bu durumda dernekler parayı nereden karşılanacaklar?  Bu talep kabul edilebilir değil. 
Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer`in Alman İslam Konferansı`nın dördüncü döneminin açılış toplantısında bu isteği açıkça ifade etti.
Almanya daki en büyük Müslüman örgütü olan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), Türkiye ile maddi bağlarını kesmesi istenen kuruluşların başında geliyor. DİTİB, bünyesindeki yaklaşık 900 cami için gereken mali desteği Türkiye den alıyor. Bu camilerde görev yapmak için Türkiye den gönderilen imamların maaşları da Ankara tarafından ödeniyor.
Berlin, Almanya daki Müslüman derneklerinin ve bunlara bağlı camilerin yurt dışından aldığı finansal desteğin kesilmesine gerekçe olarak bu derneklerin yurt dışından yönlendirilmesinin önüne geçme bahanesini ileri sürüyor.
Almanya`da görev yapan imamların yaklaşık 30-35 yıldır Türkiye tarafından finanse edilmesi Alman hükümetinin işine gelmişken bugün böyle bir talebin gündeme gelmesinin arkasındaki amaçbaşka. Alman hükümeti bu derneklerin kendi kontrolünde olmasını istiyor.
Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin Uyum Bakanlığı Müsteşarı Serap Güler de DİTİB`in bazı yöneticilerinin Ankara`dan gönderilmesini, imamların maaşlarının Ankara tarafından ödenmesini eleştiriyor.
Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) üyesi Güler, Almanya`daki Müslüman derneklerinin 'bağışlarla' gereken finansmanı sağladığını iddia ediyor, 'Almanya`daki camilerin yüzde 99`u Türkiye`den bir kuruş alınmadan, burada yaşayan Müslüman cemaatin bağışları ile yapılıyor. Burada yaşayan cemaat bir tarafta cami kurabiliyorsa, diğer tarafta imamların maaşını da ödeme imkanına sahip olacağını düşünüyorum' diyor Serap Güler gerçekten çok saçmalıyor. İslami teşkilatlara ne kadar yabancı olduğu gösteriyor.
Frankfurt taki Bilim ve Toplumda İslam Akademisi`nin yöneticisi Jan Felix Engelhardt 'Alman devletinin, faaliyetlerini anayasal çerçevede yürüttüğü sürece dini bir kuruluşa karışmaya hakkı olmadığına' dikkat çekerek dini cemaatlerin finansmanlarını nasıl sağlayacaklarına kendilerinin karar verdiğinin altını çizdi. Engelhardt, Almanya da Katolik kilisesinin de Roma dan (Vatikan dan) para aldığına işaret ederek Alman devletinin buna müdahale etmemesini örnek gösterdi.
Serap Güler Hanımefendi Katolik kilisesine Vatikan yardımı konusunda ne düşünüyor merak ediyorum.
Alman İslam Konferansı nda tartışmalara sebep olan diğer bir konu da sunulan büfede domuz etinin de yer almış olması.
Gelen tepkiler üzerine Federal İçişleri Bakanlığı ndan açıklama geldi. Twitter üzerinden yapılan paylaşımda, büfede 13 farklı yiyeceğin bulunduğuna ve büfe hazırlanırken, katılımcıların 'dini çeşitliliğinin' de göz önünde bulundurulduğuna dikkat çekildi. Bakanlık açıklamasının sonunda yine de 'Bazı kişilerin dini duyguları incindiyse, bundan üzüntü duyarız.' diyerek özür diledi.
2013-2017 yılları arasında Federal Milletvekili olan Yeşiller den Özcan Mutlu da Twitter dan İçişleri Bakanlığı nın büfe tercihini eleştirdi. Mutlu, 'Şimdi yine havlayan tüm Naziler ve ırkçılar için söylüyorum: Herkes domuz eti yiyebilir, yasaklayan yok! Ancak siyaset yaptığım 20 yıl boyunca hiçbir davette veya büfede domuz eti görmedim. Şimdi İslam Konferansı nda bunu sunmak saygısızlık.' olduğunu belirterek 'İslam Konferansı nda domuz eti servis eden, sonra da bir yanlış anlaşılma olduğunu söyleyen herkes, İslam Konferansı nın katılımcılarını aptal yerine koymuyor sadece. Bu, her kimden gelirse gelsin, bilinçli bir provokasyon.' diyerek tepkisini dile getirdi.
AfD nin Thüringen eyaleti sözcüsü Stefan Möller ise,  'Müslümanların uyum sağlamaya yanaşmamalarının bir örneği' olarak tanımladı ve 'Bedava yemek olsa bile şikâyet ediyorlar. Buranın yemeklerini kabul etmek ve tabağına domuz eti koymamak, köktendinciler için söz konusu bile olmuyor.' görüşünde. Haram olan domuz etini yememek nasıl kökten dincilik oluyor. Bu nasıl bir kafa? Müslümanların Almanya`ya uyum sağlaması domuz etini yemekle mi olacak.
Gerçekten Almanya İslami teşkilatlardan ne istiyor?