Deve, çöl insanı için büyük paha biçilmez bir nimettir. Develerin insanlara olan faydalarını saymakla bitiremeyiz. Deveye 'Atâullah' yani 'Allâh`ın ihsanı' denilir. Allâhü Teâlâ, 'Artık bakmazlar mı o deveye: nasıl yaratılmış?' mealindeki Gaşiye Suresinin 17. Ayet-i kerimesinde devenin yaratılışından insanların ibret almasını emretmektedir.
Develer daha çok çöl iklimine sahip yerlerde yaşarlar. Türkiye`de güney ve batı vilâyetlerde az sayıda da olsa bulunur.
Devenin yavrulama müddeti 12-13 aydır. Bir yavru doğunca hemen ayağa kalkarak annesini takip eder. Geviş getiren memeli bir hayvan olup ortalama 40-50 yıl yaşayabilirler.
Ayaklarının tabanı geniş ve yumuşaktır. Bu sayede kuma batmadan yürürler.
Sırtı hörgüçlüdür. Hörgüçlerinde yağ depo ederler. Hörgücündeki yağı yedek gıda deposu olarak kullanırlar. Susuz zamanlarda hörgücündeki yağı, su ve enerjiye çevirebilir. Bu sayede açlığa ve susuzluğa günlerce dayanır. Develerin yedikleri çöl bitkilerinin % 80`i sudan ibarettir. Bu sebeple bitki bulunan bir çölde 6-7 ay susuz yaşayabilir.
Lastik gibi kuvvetli ağzının üst dudakları yarık olup, en sert ve dikenli bitkileri ağızları kanamadan yerler.
Develer yük ve binek hayvanları olduğu gibi sütünden, tüyünden, etinden ve derisinden de faydalanılır, tezeği yakılır.
Çöllerdeki kum fırtınalarında uzun ve sık tüylü iki kat olan kirpikleriyle gözlerini korur, uzun bir yarık şeklindeki burun deliklerini kapatır, kulaklarını da sıkı sıkıya örtebilir. Gerektiğinde vücut sıcaklıklarını yükseltip alçaltabilirler. Tüyleri de güneşe karşı bir perde vazifesi görür, sıcaklığın tesirini azaltırlar.
Deve günde 18 saat devamlı yol kat edebilir ve saatte 5 km giderek günde 100 km yol alır. Daha hızlı gidenleri vardır.
Develer kuvvetli hafızası ile fırtınalarda kum tepelerinin yerini değiştirmesine rağmen çöllerde yolunu şaşırmazlar.
Çocukların bile tutup götürebileceği uysallıktadırlar. Ancak kini de meşhurdur. Kendisine yapılan kötü muameleyi unutmaz, fırsatını bulduğu anda intikamını alır.