Akif  İnan gibi arkasında kalıcı izler bırakanların defterleri Kıyamet'e kadar kapanmaz 

Abone Ol

Şiirde düşünceye dönüşen duygu gerçek, duyguya dönüşen düşünce güzeldir. Şairler düşünceyi duyguya, duyguyu düşünceye dönüştürmenin öncüleridirler. Şairlerin zamanı aşan şiirleriyle, düşüncelerle duygular, duygularla düşünceler, büyük rüyalar görürler. Her insanın gönlünde uyuyan şiirler vardır. Şiiri olmayan hayatın rüyası olmaz. Şairler insanların gönlünde uyuyan şiirleri uyandırırlar. Dünyanın şiirini yakalayanlar, hayatlarının rüyalarını görürler.

Güzelin şiiri güzel olduğu gibi, güzelin rüyası da güzel olur. Şiiri yazılanın rüyası görülür, rüyası görülenin şiiri yazılır. Cahit Zarifoğlu'nun “Yedi Güzel Adam”ı gibi, güzel adamlar güzel olanı görürler, gereğini yaparlar, güzellik yolundan ayrılmayan şairler, güzel rüyalar görürler, gereğini yaparlar. Onlar eylemlerini rüyalarından, düşüncelerini hayatlarından ayırmazlar. Ve rüyası görülmeyen şiirlerin yazılmayacaklarını, şiirleri yazılmayan düşüncelerin gerçekleşmeyeceğini bilirler.

Mavera  Dergisi'nin kurucu şairlerinden olan Akif İnan, büyük rüyalar gören, gördüğü rüyaları şiire ve eyleme  dönüştüren, eylemi şiirden, şiiri eylemden ayırmayan, güzel şairlerin arasında yer alır. İnan şiirinde, düşünceyi duyguyla bütünleştirdiği gibi, şiirini de eylemiyle bütünleştirmiştir. Eğitimciler Birliği Sendikası'nın Kurucu Başkanlığı'nı yüklenerek, gördüğü büyük rüyaları, şehir şehir dolaşarak bütün Anadolu'ya anlatmıştır.

“Zaman” başlıklı şiirindeki mısralarında vurguladığı gibi: “Büyük rüyalarla geçmişse ömür / Hiç yanmam ölümün her çeşidine” demekten, hiçbir zaman geri durmamıştır. Onun düşünce ve eylem dünyasında, büyük rüyalar görülmeyen günler, yaşanmış sayılmazlardı. İnan'ın “Hicret” ve “Tenha Sözler”deki şiirlerinin her birinde, güzelliği arayanlar ve doğru düşünmeyi sevenler için, eylem yüklü dizeler vardır. 

Eyleme dönüşen düşünceler, İnan'ın şiirlerini okuyanların hayatlarıyla birlikte, rüyalarının vazgeçilmez kızıl elmasına dönüşürler. İnan'ın şiirleri gibi, denemeleri de, okuyanlarının bilinçlerine yerleşirler, yalnızca düşüncelerle değil, eylemlerle de donatırlar. Sözün sultanlarını sevenler, gerçekleşmeyecek rüyalar görmezler. Her şiir ustası, bir söz öncüsü olduğu kadar, ‘bir öğrenmesini öğrenme ve bir öğretme’ öncüsü de olur. 

Şiiri sevenler, hem öğrenirler, hem öğretirler. Onlar en güzel, en etkili öğrenme yolunun öğretmek olduğunu bilirler. Onların en çok sevdikleri kimseler, şiirleriyle ilgili sorular soranlar ve kendileriyle aynı görüşleri paylaşmayanlardır. İnan sevdikleriyle birlikte, ömrünü büyük rüyalar gören eğitimcileri eğitmeye, onları şiirlerle, kitaplarla, eylemlerle silahlandırmaya adamıştır. Onun temellerini attığı “Sendika” kurumsallaşarak, eğitim dünyasının öncü ve sürükleyici gücü olmuştur.

Ülkeleri, rüyalarını gerçekleştirmesini bilenler dönüştürürler.

Zamana adanan şiirler yazanlar, büyük rüyalar görürler.

Şairsiz ülkeler,arkalarında kalıcı eserler bırakamazlar.