Resû lullâh Efendimiz (s.a.v.) 'Aranızda kimi şehit sayarsınız?' buyurdular.
Ashâb-ı Kiram: 'Allah yolunda öldürüleni' deyince
'Öyle ise ümmetimin şehitleri pek azdır. (Halbuki) Allah yolunda öldürülmek şehitliktir, tâû n(veba)dan ölmek şehitliktir, kadının lohusa iken ölmesi şehitliktir, yanarak ölmek şehitliktir, boğularak ölmek şehitliktir, veremden ölmek şehitliktir, içhastalıklardan ölmek şehitliktir.'
'Ölüm vaktinde sağına soluna bakıp da tanıdığı kimseyi göremeyen ailesini, evladını anıp kederlenen, vatanından uzakta, yalnız, kimsesiz ve Rabbine teslim olmuş garip Müslüman`ın ölümü şehitliktir.'
'Hummâ (ateşli hastalık)tan ölmek şehitliktir.'
'Allah yolunda cihad ederken bineğinden düşüp de ölen kimse şehittir.'
'Murâbıt (düşman karşısında nöbetçi) olarak ölen şehî t olarak vefat etmiştir.'
'Allah yolunda bir gün murâbıtlık (düşman karşısında nöbet beklemek), bir ay gündüzleri oruçtutmak ve geceleri de namaz kılmak gibidir. Kim murâbıt olarak ölürse mutâd olarak işlediği ameli kıyamet gününe kadar işlemiş gibi sevap olarak yazılır. Kabirde fettândan da (Münker ve Nekir`den) emin olur, kıyamet gününde şehit olarak diriltilir.'
'Dağ başlarından (yükseklerden) düşerek ölen, vahşi hayvanların yediği ve denizlerde boğularak ölen kimse Allah katında şehittir.'
'Kadın hamileliğinden kurtuluncaya ve doğum yapıncaya değin Allah yolunda murabıt (nöbet bekleyen) gibidir. Eğer bu arada ölürse ona şehit sevabı vardır.' (Ebvâbü`s-Saâde fî Esbâbi`ş-Şehâde, Süyû tî )