MEHMET POYRAZ/İttifakgazetesi.com
Mütefekkir Abdurrahman Dilipak yıllardır geleceğe dair öngörülerde bulunuyor ve bu yönde alınacak tavsiyeleri de sıralıyordu. Aşağı yukarı bu yılın başlarına kadar Dilipak ile alay edildi hakkında çeşitli haberler ve yalanlar üretildi. Dilipak “Kenevir” dediğinde kendisini “Bob Marley” yapanlar olduğu gibi 2017’de Uykusuz’a kapak dahi olmuştu.
Özellikle pandemi döneminde Dilipak’ın Kovid hakkında söylediklerini birçok çevre “sağlıksız açıklamalar” şeklinde değerlendirmişti. Bir de nano teknolojiden bahsedip alçak uydular üzerinden kontrolle patlamaların ve yangınların, daha doğrusu yok oluşların başlayacağını işaret ettiğinde toplumun bunları algılamakta zorlandığına da şahit olmuştuk.
Dünya ölçeğinde son dönemde peş peşe yaşananlar, kimi açıklamalar, yangınlar, patlamalar, seller, depremler, cinsiyet tartışmaları ve “uzaylı” hadiseleri akıllara Abdurrahman Dilipak’ın önceden öne sürdüklerini getirdi ister istemez.
Şu an küresel ölçekte dünyanın çeşitli yerlerinde tuhaf patlamalar ve yangınlar yaşanıyor. Mesela Rusya Federasyonu’nda yaşananlar dikkat çekici. İşte bu ve zikrettiklerimize dair değerli büyüğümüz mütefekkir Abdurrahman Dilipak’a İttifakgazetesi.com adına çeşitli sorular yönelttik ve o da bize derli bir açıklama yaptı.
Ara sorulardan kaçarak konunun iyice anlaşılmasını istedik, zaten karmaşık olan konu dağılmasın diye bir de.
Söz şimdi Dilipak’ta:
YANGINLAR VE PATLAMALAR SÜRPRİZ DEĞİL
Aslında bu yangınlar ve patlamalar sürpriz olmamalı. Bundan sonra da artarak devam edecek. Bunların hepsi için bilimsel açıklamalar yapılacak. Bilirkişi raporları düzenlenecek. Sadece patlamalar değil, hayvan ölümleri, karantina, kıtlık, yeni salgınlar.
İnsanlık tarihinin en büyük komplosu ile karşı karşıyayız. Ve mRNA oltasını yutturdukları gün aslında kazanmışlardı. Şimdi zararın neresinden dönülürse kârdır. Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir. Sadece kalp ve kanserle sınırlı kalmayacak bu iş. Kısırlık geldi ama çoğu kişi farkında değil. Sakat doğumlar, düşükler peş peşe gelecek. BigPharma aslında adeta bir BigBank etkisi yapacak. BioTerör’ün teröristler beyaz gömlekleri ile “Şifacı” gibi gelip size zehirlerini damarlarınıza boşalttıkları gün olan oldu.
ONAM almayı da unutmadılar. İnsanlığı sosyal medya, televizyonlar üzerinden uyurgezer hale getirdiler. Şimdi “oltayı yutan balık yem istemez” diyorlar.
Sermaye, siyaset, bürokrasi, akademi, medya ve STK’ların büyük bir kısmı satın alındı. Yasama, yürütme, yargı, partiler, vakıflar, sendikalar dillerini yuttular.
Ben 4 Mayıs 2017’de “RF silahı”ndan bahsedince “Uykusuz”a kapak olmuştum. Lazer silahları zaten biliniyor. HAARP için de komplo dediler. Gerçekleri “Komplo” perdesi ile örttüler. Asıl komplo kendi yaptıkları idi aslında. En büyük komplo, illüzyon, sihir, büyü, CoVID komplosu idi.
Politikacıları, bürokratları, bilim insanlarını, sermaye sahiplerini, medya, STK temsilcilerini, ilahiyatçıları, herkesi suç ortağı yaptılar.
TİTAN ÇUBUKLARI”NDAN SÖZ EDEN VAR MI?
Bugün Starlink ve benzeri alçak irtifa uyduları ile ve akıllı sistemler üzerinden vurmayacakları, vurulamayacak bir yer yok. Sabit, hareketli, havada, karada, denizde fark etmez. İnternet ulaşan her şeye Avatar askerler saldırabilir. Trafolarınız tek tık ile havaya uçurabilir. Depolarınızda yangın çıkartabilir. Wifi cihazı ve ona bağlı akıllı sistemler katiliniz olabilir.
Bunları Akit’te, Habervakti.com’da, 5gvirusnews.com’da defalarca yazdım.
Duymak istemeyenden daha sağır kim olabilir? O akıllı arabalarınız, robotlarınız, kombileriniz, süpürgeleriniz katiliniz olabilir. Katiliniz kapıda değil, içeride, belki de damarlarınızdaki nano tüplerde.
Üyesi olduğunuz partileri, dernekleri, kuruluşları, abonesi olduğunuz dergileri, gazeteleri, siteleri gözden geçirin.
Uluslararası sistemle beraber eden herkesten ve onların ürünlerinden uzak durun/duralım. Ya da onları kullanırken çok daha dikkatli olalım.
Bakın bu sistemlerle hava, bitki, hayvanlar ve insanlar dışarıdan manipüle edilebiliyor.
Rusya’daki patlamaların arkasındaki olağan şüpheli, Starlink’ler ve HAARP gibi, karada ve denizde konuşlandırılmış RF sistemleri olabilir.
8 Ağustos günü Rusya’nın 19 bölgesinde 65 orman yangını kaydedildi. En büyük yangın Yakutistan’da oldu. Kanada’da orman yangınları devam ediyor. Volkan patlamaları, depremler arkası arkasına geliyor. Yangın şimdilik kontrol altına alınsa da arkası gelecek.. Dünya uzaydan alçak irtifa uyduları ile işgal edildi. Uçaklarınız, gemileriniz, arabalarınız, evleriniz, iş yerleriniz tehdit altında. Global çete siber savaş için gün sayıyor. Görünen o ki, Eylül başındaki G20 zirvesinden sonra süreç daha da hızlanacak. “Kıyamet Savaşı” için geri sayım başlıyor.
KENEVİR VE BAMBU
Boşuna demiyorduk kenevir diye. Bambunun da benzer özellikleri var. Oksijen üreten, radyasyon emen bu bitkiler, tehlikenin boyutunu azaltabilirdi. Hayat kurtarabilirdi. Ama bir el ülkemizde bu süreci engelledi. Bugün kıpırdananlar ise geç kaldılar ne yapacaklarını ve nereden başlayacaklarını bilmiyor. Siyaset ise ekonomik kriz bataklığına saplanmış patinaj yapıyor. Uluslararası sistemle ve onlara teslim olmuş çevrelerle kol kola girerek gidecek bir yol yok.
Ekinlerinize, depolarınıza sahip çıkın. Önce geliyorum diyen tehlikeyi görün ve tedbirinizi alın.
BATI’DA ERKEN UYANIŞI ADRESİ: YUHANNA VAHYİ
Bugünkü İncil’in “Yuhanna Vahyi” bölümünde anlatıların önemli bir bölümü, bugün yaşananlar ile ilgili önemli ipuçları veriyor. Ve bir bölümü de bundan sonra olacaklar hakkında insanları uyarıyor. Vahiy’in 13. bölümü “Denizden çıkan Canavar’a gönderme yapıyor.
“(…) ve ejder ona kendi kudretini ve tahtını ve büyük salâhiyet verdi. 3 Ve başlarından birini ölüm derecesinde yaralanmış gibi gördüm; ve ölüm yarası iyi edildi; (Şifacılığın boyutu anlatılıyor) ve bütün yeryüzü canavarın ardınca şaştı; 4 ve ejdere secde kıldılar, çünkü salâhiyetini canavara verdi; ve: Canavara kim benzer? Ve onunla kim cenk edebilir? diyerek canavara secde kıldılar; 5 ve ona büyük şeyler ve küfürler söyleyen ağız verildi; ve ona kırk iki ay işlemeğe salâhiyet verildi. 6 Allaha karşı küfürler için, onun ismine ve onun çadırına, yani, gökte oturanlara küfretmek için ağzını açtı. 7 Ve ona mukaddeslerle cenk etmek ve onları yenmeğe ruhsat verildi; ve ona her sıpt ve kavm ve dil ve millet üzerine salâhiyet verildi. 8 Ve yeryüzünde oturanların hepsi, boğazlanmış Kuzunun hayat kitabında dünya kurulalıdan beri ismi yazılmamış olan her adam, ona secde kılacaklardır. 9 Kimin kulağı varsa, işitsin. 10 Eğer bir adam esirlik için ise, esirliğe gider; eğer biri kılıçla öldürürse onun kılıçla öldürülmesi gerektir. Mukaddeslerin sabrı ve imanı bundadır.”
İncil’de “Yerin ürünü toplanıyor” bölümünde, kıtlıktan ve arkasından çıkacak kargaşa sonucu akan kanın denize kadar uzanacağı haber veriliyor. Heykel konuşacak, o günlerde “küçük büyük, zengin yoksul, özgür köle herkesin sağ eline ya da alnına bir işaret vuruluyordu. Öyle ki, bu işareti, yani canavarın adını ya da adını simgeleyen sayısı (666) taşımayan ne bir şey satın alabilsin, ne de satabilsin” Bu Performans Pas, NeuraLi,nk Chip’i ya da Karbon ayak izi ile ilgili olabilir mi?
Vahiy 16 “Tanrının öfkesi ve yedi tas”ı anlatıyor:
“Sonra tapınaktan yükselen gür bir sesin yedi meleğe, “Gidin, Tanrı'nın öfkesiyle dolu yedi tası yeryüzüne boşaltın!” dediğini işittim. 2 Birinci melek gidip tasını yeryüzüne boşalttı. Canavarın işaretini taşıyıp heykeline tapanların üzerinde acı veren iğrenç yaralar oluştu. 3 İkinci melek tasını denize boşalttı. Deniz ölü kanına benzer kana dönüştü, içindeki bütün canlılar öldü.
4 Üçüncü melek tasını ırmaklara, su pınarlarına boşalttı; bunlar da (sular) kana dönüştü. 5 Sulardan sorumlu meleğin şöyle dediğini işittim: “Var olan, var olmuş olan kutsal Tanrı! Bu yargılarında adilsin. 6 Kutsalların ve peygamberlerin kanını döktükleri için, İçecek olarak sen de onlara kan verdin. Bunu hak ettiler.” (…) 8 Dördüncü melek tasını güneşe boşalttı. Bununla güneşe insanları yakma gücü verildi. 9 İnsanlar korkunç bir ısıyla kavruldular. Tövbe edip bu belalara egemen olan Tanrı'yı yücelteceklerine, O'nun adına küfrettiler. 10 Beşinci melek tasını canavarın tahtına boşalttı. Canavarın egemenliği karanlığa gömüldü. İnsanlar ıstıraptan dillerini ısırdılar. 11 Istırap ve yaralarından ötürü Göğün Tanrısı'na küfrettiler. Yaptıklarından tövbe etmediler. 12 Altıncı melek tasını büyük Fırat Irmağı'na boşalttı. Gündoğusundan gelen kralların yolu açılsın diye ırmağın suları kurudu. 13 Bundan sonra ejderhanın ağzından, canavarın ağzından ve sahte peygamberin ağzından kurbağaya benzer üç kötü ruhun çıktığını gördüm. 14 Bunlar doğaüstü belirtiler gerçekleştiren cinlerin ruhlarıdır. Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın büyük gününde olacak savaş için bütün dünyanın krallarını toplamaya gidiyorlar. 15 “İşte hırsız gibi geliyorum! Çıplak dolaşmamak ve utanç içinde kalmamak için uyanık durup giysilerini üstünde bulundurana ne mutlu!” 16 Üç kötü ruh, kralları İbranice Armagedon denilen yere topladılar. 17 Yedinci melek tasını havaya boşalttı. Tapınaktaki tahttan yükselen gür bir ses, “Tamam!” dedi. 18 O anda şimşekler çaktı, uğultular, gök gürlemeleri işitildi. Öyle büyük bir deprem oldu ki, yeryüzünde insan oldu olalı bu kadar büyük bir deprem olmamıştı. 19 Büyük kent üçe bölündü. Ulusların kentleri yerle bir oldu. Tanrı büyük Babil'i anımsadı, ona ateşli gazabının şarabını içeren kâseyi verdi. 20 Bütün adalar ortadan kalktı, dağlar yok oldu. 21 İnsanların üzerine gökten tanesi yaklaşık kırk kilo[a] ağırlığında iri dolu yağdı. Dolu belası öyle korkunçtu ki, insanlar bu yüzden Tanrı'ya küfrettiler. (…)”
BÜYÜK DEPREM DİKKAT!
Evet, sahte peygamberlere, mesihlere, mehdilere, ayrıca Deccale, Yecüc-Mecüc fitnesine, Melheme-i Kübraya, Fırat’ın suyunun kurumasına, büyük depreme hazır olun. İstanbul’a, İzmir, Ege bölgesine ve Hatay-Urfa arasına dikkat!
(MEHMET POYRAZ)