Orta Doğu’ya imza

Dünyanın döneminde silahlı savaşlara alan kapatılıp ekonomik savaşlara mekan açılacak.

Trump’ın gelişiyle bu dönemi görmeye başladık.

Aradan geçen Biden dönemi dört yıl gerçekten dünyanın baygınlık dönemiydı.

Savaş kışkırtmaları, silah satışları, katkıları görmezden gelme ve LGBT pohpohlamalarıyla Amerika ve dünya uçurumun kenarındaydı.

Trump, liderlik görüntüsünü uygulamaya geçirdi. Hindistan, Pakistan, Azerbaycan, Ermenistan ve son olarak da İsrail–Filistin barışına uzandı.

Mısır’daki tarihi büyük gösteri hafızalara kazındı.

Tüm bu barış sürecinde Türkiye’nin ve Katar’ın sonsuz ve güçlü katkıları masaya yansıdı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan imzayı atan isim oldu.

Türkiye açısından Ankara’nın pergelini koyduğumuzda; Karabağ, Libya, Suriye, Somali, Sudan, Katar, Gazze, Türkistan ve diğerleriyle tarihi güç gösterilerine sahne olan bir zincir kurulmuş oldu.

21. yüzyılda silahlı çatışmalar yerine ekonomik çatışmalar; bölünmeler yerine derli toplu ekonomik grupların meydan muharebesi olacak.

Trump bu süreci ve arkasına aldığı ülkeleri Çin ve Rusya’nın yani BRICS’in dikkatine sundu.

İmzalar atıldı, tarihi fotoğraflar ortaya konuldu ve bir yol haritası belirdi.

Ancak bu yol haritasının hedefe ulaşması yani ABD–Çin–Rusya dengesinin geleceği sadece ve sadece ekonominin atacağı imzaya bağlı olacak.

Dolar, petrol, altın, gümüş ve yen mücadelesi sokaklardaki mücadele kadar dikkat çekici olacaktır.

Ekonomideki imza bakalım kimin başarısıyla gerçekleşecek.

Ne de olsa artık saflar sıklaşıyor, cepheler netleşiyor.