Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Mustafa ARMAĞAN
Mustafa ARMAĞAN

İsrail’in kuruluşuna giden yol Çanakkale’den geçmişti

İsrail terör devleti 1948 Mayıs’ında kuruldu gerçi ama bundan 33 yıl önce bu projenin gerçekleşmesi için Yahudilerin de bir şeyler yapmaları gerekmişti. Bu beklentiyi Osmanlı Devleti yetkilileri tarafından Filistin’den kovulan, kaçan ve İngilizlere sığınan Siyonistlerin karşılamasına şaşmamalı.

Filistin meselesi bir yandan İngilizlerin diplomatik baskılarıyla, öbür yandan Avrupalı hükümdarların “savaş müteahhitlikleri”ni üstlenen Yahudi para babalarının akıttığı sterlinlerin etkisiyle kangren haline gelecek, nihayet 1. Dünya Savaşı içerisinde Balfour Deklarasyonu ile karara bağlanacaktı. İngilizlerin Yahudilere duydukları “aşk”tan kaynaklanmıyordu elbette bu karar. (Nitekim İslam dünyasının kalbinde bir toprağı cömertçe vadeden İngiltere, deklarasyonu yayınladığı günlerde kendisine sığınmak isteyen bir Yahudi mülteci gruba yüz vermeyecekti.) Siyonist lider Lloyd George elinde şekillenen yeni Ortadoğu projesi için bölgede güvenilir bir “taş”a ihtiyaç duymuştu İngiliz emperyalizmi. O taş yerine konulacaktı.

Ancak bu projenin gerçekleşmesi için Yahudilerin de bir şeyler yapmaları ya da en azından kendilerine lûtfedilenleri “hak etmeleri” gerekiyordu. Bu beklentiyi, asayişi bozdukları gerekçesiyle Filistin’den kovulan ve Mısır’daki İngiliz birliklerine sığınan Yahudi örgüt elemanları karşılamaya karar verdi. İttihatçıların arasına karışarak adını değiştirip gazete bile çıkartmış olan Jabotinski ile Trumpeldor adlı bir Rus Yahudisi başı çekti. İngilizlere, onların saflarında Osmanlı’ya karşı savaşmak için hazır olduklarını bildirdiler. Niyetleri, İngiltere’ye bir Filistin cephesi açtırmak ve orada savaşmaktı ama o zaman böyle bir cephe açmayı gerekli görmemişti komutanlar. En iyisi onları, kıyametin kopmakta olduğu Çanakkale cephesine göndermekti!

Gerçi 18 Mart 1915 kıyameti geçmiş ve İngilizler deniz savaşlarında hiç beklemedikleri bir yenilgiye uğramışlardı. Şanslarını karada deneyeceklerdi bu defa. Mısır’da eğitilen Yahudi Katır Birliği iki gemiyle yola çıkarıldı. Toplam (subaylar hariç) 562 kişiydiler. 25 Nisan’da Gelibolu’da karaya ayak bastıklarında yakalarındaki sarı renkli Davut yıldızı motifli birlik armalarından tanınıyorlardı. Doğrudan savaşmayacaklar ama katırlarıyla su, gıda, mühimmat vs. ihtiyaçlarını karşılayacaklardı birliklerin. İki gruba ayrılmışlardı. Gruplardan birisi Seddülbahir’de, öbürü Anzaclarla Arıburun’daydı. Ancak Anzaclar onları pek sevmemişti. “Türk”e benzedikleri için ara sıra -yanlışlıkla- onları da avlıyorlardı! Bunun üzerine ikinci grup geri gönderildi. Ancak Seddülbahir Grubu ulaştırma birliği olarak görevini canla başla getiriyordu. Nitekim İngiliz askeri istihbarat elemanı Aubrey Herbert, onların “oldukça iyi hizmet verdikleri”ni ve “olağanüstü cesarete sahip oldukları”nı yazacaktı hatıra defterine. (Gerçi disiplinsizlik cezası alanlar ve herkesin önünde yere yatırılarak kamçılananlar da yok değildi.)

Sonuçta Yahudi Katır Birliği 8 kayıp vermiş, 25 kişi de yaralanmıştı. Haziran ayında Kahire’den 150 kişilik bir takviye kuvveti istendi. Birliğin görevi 26 Mayıs 1916’da sona erecekti. Ancak belki iki bin yıldır bir orduda ilk kez görev alan bu Yahudiler, bugünkü İsrail’in kurucu gücü olacak ve içlerinden devlet başkanları, bakanlar, komutanlar çıkaracaktı. Nitekim hemen ardından açılan Filistin cephesinde General Allenby’nin ordusuna Yahudi Lejyonu adı altında katılacak ve bu defa “kendi toprakları” için savaşacaklardı Osmanlılarla.

1919 yılına gelindiğinde London School of Economics’den Halford J. Mackinder, bir yıl önce ele geçirilen Filistin topraklarının İngiltere’nin kurduğu Dünya-Adasının merkezi olacağını yazıyor ve bugüne kadar geçerliliğini koruyan İsrail adlı fitne projesinin adını koyuyordu.

Bugün ikide bir Arap ihanetinden bahsederek Filistinlilere kin ve öfke kusan güruhun bizzat eline silah alıp bize karşı savaşmış olan İsrail’in Siyonist kurucularına laf etmemesi göz yaşartıcıdır.  

[related-posts id=”128945″ color=”bg-success”][/related-posts]

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR