Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Türkan SEZER
Türkan SEZER

PAPATYALAR ve KELEBEKLER 

(Dostluk Üzerine…)  

Yine o sevimli küçük tepede, kalabalıktan uzak, birkaç saatliğine de olsa sükût ve huzurla dolu bir ortamda doğayla baş başa kalmanın mutluluğunu yaşıyorum. 

Ne zaman yalnız kalmak istesem buraya gelir ruhen dinlenip sıkıntılardan uzak bir atmosferde teneffüs etmenin mutluluğunu yaşar; bu durumun, bin bir güzelliğin mevcut olduğu doğa vesilesi ile mümkün olduğunu düşünürdüm. 

Artık burası sevdiğim bir mekân olmuştu. Sürekli doğadaki canlılardan etraftaki nizamdan çoğu insanın önemsemediği mesajlara kulak verme gereksiniminin zaman zaman gerçekleştiği bir mekân olmasıydı belki de ben de oraya gitme özlemi uyandıran… 

papatyalar

Evet, bu kez tabiat her zamankinden daha güzel görünüyor gözüme… Baharın gelmiş olması nedeniyle her taraf yemyeşil bir örtüyle kaplanmış ve bu sadeliği tüm zarifliği ile tamamlayan papatyalar… 

Sanki her biri ayrı bir güzelliği ifade ediyor. 

Daha sonra minik bir papatyanın üzerine konan rengârenk bir kelebek… 

Farklı canlılardan olmasına karşılık, ne kadar da uyumlu bir bütünlük oluşturuyorlar. 

Bütün bunlar; aynı şartlar doğrultusunda hatta daha üstün nitelikler çerçevesinde yaratılmış olan insanlara ve onların oluşturdukları anlamsızlık dolu, çoğu zaman sevgiden yoksun mahiyette mevcudiyet gösteren diyaloglara karşı ne kadar güzel bir ahenk teşkil etmekte… 

Bu duyguların hâkim olduğu düşüncelerden sonra, gül ile bülbül misali alışılmışın dışında bir dostluk simgesi belirdi zihnimde. 

papatya-1

Papatyalar ve kelebekler. 

İşte bir çiçek ile olan diyaloğumuz bu şekilde gelişti. Belki tabiattaki varlıklar vesilesi ile yöneltilen mesajlara kulak verme sorumluluğu onlar ile muvaffakiyete ulaştığı için, çok sevmiştim papatyaları. 

Kim inkâr edebilir ki bu güzellikleri. Herkes kâinatın güzelliği ile sarhoş… Tefekkür için bile bin bir güzellik mevcut. Her şey insanlar için yaratılmış. Peki ya insanlar, ibret almak için değil mi? 

Bu kez tabiatla olan paylaşımım, günlerdir lütfedilmesini beklediğim hüzün dolu sükunetin yer aldığı bir atmosferde, bulutlarla yeşilliğin birleştiği ortamda mutluluğunu yaşadığım bir huzur. 

papatyakelebek

Günlerdir durmak bilmeyen yağmur, bana eşlik ederken, bugün hava günlük güneşlik ve yağmur damlaları ile sulanmış canım papatyalar… 

Beni benden daha iyi tanırmış ve anlarmışçasına öylesine mütebessimler. Hepsinin ayrı ayrı can alıcı görkemli edası. Ah! Nasıl yapsam da onlara, bu teşekkürümü iletebilsem. 

Biliyorum, onlar sadece rahmet sahibinin dünya intikaline vesile. Asıl şükür O’na. 

Gözünü alabildiğince bir beyazlık. Ama hepsine ayrı ayrı bakmak geliyor içimden, onlara olan ilgimi belirtmek istercesine. 

Sonunda o kıyamadığım papatyaları tek tek seçip kokluyorum. Belki buna da gerek yok. 

Çünkü duygu ve düşüncelerin iletilmesi ve paylaşımı o esrarengiz sükunette, temennilerin içtenliği ise kalplerde saklıdır. Bu hissiyatların samimi olması itibariyle tatminkârlık arz etmesi mutluluk verici. 

Gerçek sevgi; yaşamla iç içe, ideallerine ve mesuliyetlerine yaklaştırıcı mahiyette, yaşamı ve yaşamayı tattıran, bu bilinç ve idrak ile her an gözlerini nemli tutan bir hasrettir. 

Bunun şükrü ise, sevgiyi yaratan ile buluşma, bu hasretin vuslatı. 

Bu ne muazzamlıktır ki, insanın iç dünyasında bile yaratılış itibariyle karmaşıklığa yer verme ihtimali yoktur. Tabiat ile bütünleşme ve doğa ile baş başa kalma bu anlamda tatminkârlık arz etmektedir benim için. 

Hani diyalog içerisinde bulunduğum zarif papatyalar… Hepsi bir bir dostlarımı hatırlatır bana. Kimi zaman onlardan önce bu dünyadan ayrılıp acılarını görmek istemediğim, her daim dualarımda yad ettiğim dostlarımı. Ancak dünyevi ölçüde, dostlukların berraklığı her zaman ne mümkün. Kırılan bir kalp ya da karşılaşılan vefasızlık, sonuç itibariyle dünyevi boyuttadır. İşte bu esnada dostluğa gölge düşürmeyecek olan ince bir esas; dostlarının ebedi saadetine yönelik duaları esirgememektir. 

Gün gelir onların dünyevi konumundan çok, ebedi hayatı ilgilendirip aynı ölçüde kaygılandırır beni. 

Ve dostluğa gösterilecek fedakârlık onların bilgisi dâhilinde gerçekleşmese de, hep manevi esenlik doğrultusunda olmalıdır. 

Papatyalar… Bu sayede canlı kalan dostlukların simgesi… Hepsini toplayıp, oluşturdukları o saf mütevazı tutumlarını sunmak isterim onlara. Aslında bununla saf ve temiz temennileri, güzellikleri sunmaktır amacım. Ama bu inceliklerin her zaman aynı netlikte anlaşılması ne mümkün. İşte bu da hayatta uğradığın hüsranlardan biridir. Sonra düşünürsün. Sevgi üzerinde durulan onca incelik, emek boşuna mıdır? 

İşte hayatın faniliği ve anlamsızlaşması, bu noktada başlar benim için… 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR