Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Türkan SEZER
Türkan SEZER

VEDA

Veda etmek, nedir?
Ne değildir?

Gitmek mi, kalmak mıdır?
En mücbiri, en serinidir bazen gitmelerin.
En ferasetlisidir kalmaların.
Adı veda…
Akla, kalbe, iyiliğe, güzelliğe ziyan ne varsa,
Ardında bırakmak.
Sonbahar yaprakları gibi savruk,
Kuru bir ayaz bırakmak ardında.
En çok da kendine özgü bir özürdür,
Kendinden kendine dilediğin bir özür.

Varlığını mutsuzlukla tanımlayanlara
Yokluğunun cümlesini tattırmak.

Veda; ne güzel ihtiyaçtır bazen 
Ne güzel bir ilaç…
Kendine saygının itirafı için.
İçini baharla dolduran bir yolculuğa çıkmak veda…

Seni gören güneşe yüzünü dönmek,
Seni saran rüzgara kendini bırakmak.
Toprağa temas etmek
Gökyüzüne bakmak 
Ruhunu özgürce bırakmak.
Sana ait olmayan,
Sana atfedilen herşeyden uzak.

Güzellikle aldığın yola 
Çakıl taşları dökenler var
Gül döküyor edasıyla.
Her defasında yeniden değil.
Artık bir kere susmak.

Her bir kelimen israf da,
Bir zaman sonra…
Yine yeniden susmalar israf değil mi?
Son sözünden virgülü kaldırmak, veda.

Veda…
Bazen kalmak, evet.
Doğruluğuna inandigin 
Hakkaniyetle diri tutmaya çalıştığın 
Ne varsa; tane tane, yorulmadan anlatmak.
Konuşmak uzun uzun,
Ta ki kelimeler incinene kadar.
Dinlenmediğini bilerek anlatmak,
Anlamayana değil sonrası,
Kendin için, kendine mahcup olmamak için, 
Mücadelenin devamı ve gayretin için.

İnişler, çıkışlar, merdivenler.
Düz bir yolda nihayet bulup
Huzurla yürümek özlemi.

Gül kokulu yolların ferahlığı 
Diken gibi batıyor kimilerin gönlüne.
Sözün olmasın gayrı 
Olursa ziyan tek bir kelime dahi.

Ne zaman ki, artık susuyorum dediğinde 
Yeni cümleler beliriveriyor karşında 
Söylemen gereken…
Susmaya bile salık verilmiyor.

Susadığını bilip su vermeyenlerin vadisinden
Çöllere koşuyorsun bir Leyla gibi.
Bulduğun seraba düşman,
Özür dilemeyi bile düşünmeyenler.

Uzak olmak, uzak durmak mümkün müdür?
Sen erteledikçe vedaları,
Veda kelimesi içini dolduruyor tıka basa.
Bütün anlamları ile kendini sana hissettiriyor 
Vedanin ne demek olduğunu.

Sonbaharın kendini hissettirdiği gibi.
Toprağın bağrına bastığı gibi sonbahar yapraklarını.
Gün gelip konuşacak ilkbaharla, yeşerecek her biri.
Bunun hesabını yapmadan gitmektir, veda…
Yoksa, yemyeşil bir yaprak nasıl sararır?
Nasıl kopar dalından?

Belki de vefanın olmadığı her yerde,
Kol geziyor veda…

Vedaya razı oluş,
Sana yeniden dirilmenin kapılarını aralıyor elbet.

Gitmek midir? Kalmak mıdır veda?
Belki de can suyunu tanımak yeniden.
İlkbahara kucak açmak,
Taze sabaha uyanmak için.

Varlığının muştusunda yüzü kamaşanlara 
Sonbahar olmak, yok olmak onlara.
Verip de alınamayan şeyler gibi, 
En hakettiğinde gidebilmek ah ne güzel,
Vedanın bütün serinliği ile…
Sadece kendin için.

Kalmak ise; ne güçlü bir hamle.
Senden öte, senden ziyade kutsiyetlerin 
Varlığı ve serinliği için.

Yazanın kelamını kendi silginle silememek,
Yazılanı okuyup anlamak için kalmak.
Ve Vedalara veda etmek…

Susmak isterken, yeni cümleler inşaa etmek 
Bileğlemek ruhunu, niyetini, gayretini.
İkna etmek kendini.

Oysa ne çok kullanmıştın o cümleyi,
“Özgürlüğümü sonuna kadar yaşadım derken”;
Bunu söylerken, ne kadar da gururluydun.
Sonrasını çoktan kabule geçip, özgürlüğünü bir olmaya tercih ederken.
Ne kadar da emindin kendinden.

Veda etmek; beklemek bazen.
Bir yazıp bir silmek.
Bir sevip bir nefret etmek.
Bütün güzel hasletlerinin yanlış olduğu sanılan 
Ülkeleri zamanı gelince terk eylemek.

Senden daha güzel yazan, daha güzel silen,
Senden daha iyisini bilen varken.
Teslim olmak, vedanın diğer adıdır bazen.

Ve beklemek en güzel zamanı,
En güzel vedayı,
Vefa göremediğin her an için 
Ayrı ayrı…

Sürura ve eminliğe doğru,
Selametle ve huzurla…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR