Nöbetçi Eczaneler
Türk Picasso` olarak tanınan ünlü Ressam İsmet Xbilen 74`üncü şahsî sergisini 29 Ocak Cumartesi gününün akşamında (dün) İstanbul`un yeni sanat merkezlerinden Tophane`de, Acanthus Sanat Galerisi`nde açtı.
Ressam İsmet Xbilen
Gazetemizin imtiyaz sahibi Recep İncecik ve Sırlı Süleyman Efendi ile birlikle katıldığımız açılışta 50 küsur yıldır renklerin içerisinde mutlak güzeli arama uğraşı içerisinde bulunan Ressam İsmet Xbilen`in heyecanına ortak olduk. Sergide Acanthus Sanat Galerisi`nin müessisi Efe Remzi ile, Türk haber yayıncılığının usta yönetmenlerinden Ahmet Melih Oflaz ile, duayen gazeteci Yılmaz Parlar ile ve Acanthus Sanat Galerisi`nin sanat yönetmeni Paulina Dukhovich ile öznesinde Ressam Xbilen`in çizgileri olan kısa söyleşiler yaptık.
İbrahim Ethem Gören, İsmet Xbilen ve Recep İncecik 
Efe Remzi: Ressam Xbilen kıymeti hayattayken takdir edilen nadir sanat adamlarından biri.
Ahmet Melih Oflaz, sergi kanaatlerini ‘çok güzel, Anadolu coğrafyası kadar bâkir’ cümlesiyle açıklarken, Efe Remzi, evsahipliğini yaptığı sergiye dair kanaatlerini şöylece aktardı:  ‘İbrahim Ethem Bey, sergiyi çok güzel, çok etkili buldum. İsmet beyi takdir ediyorum. Bu sanata resim ve renkler sanatına ayrı bir renk, ayrı bir hava katıyor. Dolayısıyla biz de kendisini ağırlamaktan gurur duyuyoruz. Ressam İsmet Xbilen`in sanatseverlere ulaştırılmasına aracılık etmekle bahtiyar oluyoruz. İsmet Bey günümüzde yaşayan çok kıymetli sanatçılardan biri. Malum, sanatçıların kıymeti bu dünyadan göçtükleri zaman takdir ediliyor! İsmet bey bu anlamda yaşarken takdir edilen az sayıdaki sanatçımızdan biri, çok kudretli bir ressam; ‘
Paulina Dukhovich: Sergide varoluşu, hareketi ve kadınları görüyorum. 
Acanthus Sanat Galerisi`nin sanat yönetmeni Paulina Dukhovich ise ‘Sergide varoluşu, hareketi ve kadınları görüyorum’la başladığı hüküm cümlesini şöyle sürdürdü: ‘Sanatçı İsmet Xbilen`i 200 yıldır tanıyorum! O sanatın da hayatın da içinde biri. Ressam Xbilen`in eserlerine şapka çıkartılır. Bununla birlikte sürekli başının üzerinde bulunan şapkasını çıkardığını hiçgörmedim. -Bu esnada Paulina ile sohbetimizi yakından takip etmekte olan yönetmen Ahmet Melih Oflaz on beş saniyeliğine de olsa Ressam Xbilen`in başından şapkasını alıp kendi başına götürdü!- 
‘Xbilen`in eserleri naif ve duru; ‘
Xbilen`in eserlerini ayrıca naif ve duru olarak nitelendiriyorum. Söz konusu resimlerden biraz da korkuyorum! 
Aslında sanat diye bir şey yok! Biraz aydın tarafımla konuşuyorum değil mi? Sanat tabii ki var, ama özgün sanat var. Sanatçıya pek çok misyon yüklendiği zaman ne kendi olabilir, ne de özgür ve özgün kalabilir! Sanatçıların eserlerine bazı misyonlar yükleniyor, bazı şeyler giydiriliyor, o az önce bahsettiğim duru, naif taraf gidiyor, geriye klişeler kalıyor.’
Sergilerin anası!
İsmet Xbilen, 74`üncü kişisel sergisinin ana temasını şu ana kadar açtığı tüm serinin anası ilki doğmadan önceki doğmuşluk, var olma, logaritmanın bulunmayan kat sayılarının bilirkişilerce tekrar hesaplanıp logaritmada sonucunun bulunması` şeklinde özetliyor.
Ressam Xbilen: Anadolu`yu anladığımız zaman büyük bir millet olacağız!
Sergide bir yandan Ressam Xbilen`in 50 yıllık sanat birikim ve tetebbuatını temaşa edip diğer yandan gazeteci, yazar, girişimci, Osmanlı yemek sanatı gurusu Recep İncecik`in bizzat hazırladığı Sultanköşesi içeceklerinden ‘Sultan’ ve ‘Elma Şurubu’ lezzetleriyle tanışırken dikkatlerimizi sanatkâr Xbilen`e veriyoruz: ‘İbrahim Ethem Bey, Anadolu`yu çok iyi anlamamız lazım. Her ne zaman Anadolu`yu iyi anlayacağız, işte o zaman büyük, çok büyük bir millet olacağız. 
Medeniyet, ilim, sanat, hikmet, irfan tüm dünyaya Anadolu`dan yayıldı. Anadolu`ya bunun için medeniyetler beşiği` denilmektedir. Hititler, Etiler, Frigler, Urartular, İyonlar, Lidyalılar Anadolu`da hayat sürdü. Persler ve İskender İmparatorluğu da; Ve dahi Roma ve Bizans da; Pek tabii Osmanlı Cihan Devleti de; Tefekkür, güzel yazı, bilgi, matematik, sanat ve geometri Anadolu`dan neş`et etti.
‘Sen ne güzel bulursun/Gezsen Anadolu`yu’
‘Sen ne güzel bulursun/Gezsen Anadolu`yu/Dertlerden kurtulursun/Gezsen Anadolu`yu’ diyen şair haklı. Hasta insanlarımız Anadolu coğrafyasını gezecek olsalar orada mutlaka dertlerine şifa bulurlar biiznillah. Günümüzün illeti Kovit`ten bile kurtulur Anadolu`yu gezenler. Ne yapacaklar? Orada bilge insanları bulacaklar. Onlardan şifalı bitkilerin sırrına vâkıf olacaklar. Dallarından, ocaklarından şifalı bitkilere uzanacaklar. İlaçlarını öylece yapacaklar. Şehirlerine döndüklerinde kendilerinde hastalık nâmına hiçbir şey kalmayacak.
Türkiye Kovit-19`u dünyada yenen ilk ülke olacak. Anadolu`da bütün dünyanın, kâinatın güzide çiçekleri, endemik bitkileri, usareleri var. Bitki ve hayvan casusları bunun için Anadolu kentlerimizde cirit atıyor. Endemik bitkilerimizi, kelebeklerimizi, börtü-böcekleri ülkelerine kaçırıyorlar. 
‘İnsanımız işin sırrını çözmüş.’
İnsanımız işin sırrını çözmüş. Mezarlıklarına incir ağacı diken tek millet Türklerdir. Adam ölüyor, incir ağacı dikiliyor üzerine. Adam ölüyor, incir ağacı olarak bitiyor tabiri caizse! Ne tarihimizi biliyoruz ne de değerlendiriyoruz. İran Şahı ülkemize geldiğinde ‘size petrolümüzü verelim, bize sahillerinizi veriniz’ demişti. Petrol bir zaman bitecek lakin turizm hiçbir zaman bitmeyecek. Biz bunu anlayamadık. Hâsılı, Anadolu`ya, Anadolu insanına, irfanına ve kadınına dair anladıklarımızı ve anlamadıklarımızı 74`üncü sergimde günümüz sanatseverlerinin irfanlarına arz etmenin gayreti içerisinde bulundum. Gayret bizden, yardım O`ndan; ‘
Mavi İzdüşüm, Roma Tiyatrosu ve Romalı Kadın;
Tophane`deki eserlere, Xbilen`in çizgilerinden anladıklarımıza ve anlamadıklarımıza dikkatlice baktığımızda ustamızın ellerinden yağlı boya, sulu boya ve akrilik teknikleriyle geçen 30 eser şu başlıklara bürünüyor: Mustafa Kemal Atatürk, Bir İtalyan Akşamı, Osmanlı`da Köşk Yemeği, Un Öğüten Kadınlar, Afrika`da Bir Gece, Göz Takısı, Bir Ressamın Suluboyası, Uzak Gözlerin Yürüyüşü, Mavi İzdüşüm, Roma Tiyatrosu, Romalı Kadın, Alexsander Boloviç, Rexsonaya, Kalp, Karmaşa, Kraliçenin Düğünü, Profillerin Yürüyüşü, Anadolu Efsanesi, Otomobildeki Mahşerin Atları, Son Vikingler, Corelli Panino, Son Amazon, Mavi Parfüm, İstanbul, Pipolu Kadınlar, Toroyalı Komutanın Arabası, Benekli Süvari, Maskeli Balo, Yüzün 180 Derece Açılımı ve İki Kızkardeşin Serüveni.
İstanbul sevdalısı bir sanatkâr;
Ressam Xbilen İstanbul sevdalısı bir sanatkâr. İstanbul`a âşık; Bunun için sanat çalışmalarını Belde-i Tayyibe`de sürdürüyor.  
Tefekkür ufkunda damıtılarak vücut bulmuş eserler;
Şimdiki zaman, ressamın 74`üncü sergisine, eserlerine ve mesajına odaklanmanın vaktidir. Bay İsmet Xbilen son sergisine tefekkür ufkunda damıtılarak biiznillah vücut bulan eserlerini dâhil etmiş. Her bir eserini Beyoğlu`nun zemherisinde hohlaya hohlaya buz kütlelerini eriterek, resimlerinin üzerinde kimlik melodisini sorgulayarak çizmiş. Ü slup ve inceliklerini tarih efsanesi içinde hem keyfiyet hem de kemmiyet nokta-i nazarında çok ince nüanslarla tanıdığı, bir adım öte keşfettiği sevgili İstanbul`a adamış. Bunun içindir ki soğuk bir Tophane akşamını sıcak bir sanat etkinliğine dönüştürme telaşındaki 30 özgün eserde her biri diğerine yaslanan, yaslandıkça dirençkazanan, içten gelen naif bir yardımlaşmayla elif gibi dimdik ayakta duran figüratif insanlar, malum ve meçhul Batı ve Anadolu şahıslarının resimleri ana konu haline gelmiş. 
Sesin, mû sikî nin ve rengin âhengi;
Ressam Xbilen, yönetmen Ahmet Melih Oflaz`ın vizöründen geçen sû retleri yağlı boya, akrilik ve sulu boya tekniklerini kullanarak sî rete büründürürken sağ tarafına Hammâmizâde İsmail Dede Efendi`yi, sol tarafında da Johann  Sebastian Bach`ı oturtarak kulağına ilahi ve kasideler fısıldadığını düşünmüş. Böylelikle renklerinde, birer asır arayla batıyı ve doğuyu sesin ve mû sikî nin ahengine boyayan ruh ve mânâ insanlarından ilham almış. 
İbrahim Ethem Gören, Ressam İsmet Xbilen ve yönetmen Ahmet Melih Oflaz ile
Çokluk içinde vahdet;
Biz de muhatabımızın çizgi ve dokularından aldığımız ilhamla Xbilen`in salt renklerini ve çokluk içinde vahdete kapılar aralayan desenlerini aşkın nâmütenâhi büyülü dünyasından yola çıkarak rızayı kazanma çabası olarak nitelendiriyoruz. 
Yalın figüratif çalışmalar;
50 yıllık sanat yolculuğuna 74 kişisel sergi sığdırma başarısını göstererek sanatın lojik değerlerinde yürümekte olan Türk Picasso Xbilen, asal renkler ve düşünür renkler tanımı içerisinde paradoksal görüntülerle elde etmeye çalıştığı yakınlığı, uzaklığı ve felsefî tabiliği kullanıyor. Bunlara mümasil olarak da cüz`i iradesinin mahdut özgürlük alanında kanat çırparak yalın figüratif çalışmalara imza atıyor. Tüm bunları Sultan`üş-Şuara Necip fazıl Kısakürek`in ‘Hayattan canlı ölüm günahtan baskın rahmet/Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet’ mısralarına konu olan Beyoğlu`nda gecenin karşıt karanlığında kendisine ışık, bir adım öte nur geçidi açmak için yapıyor. Böylelikle sadece kendisi aydınlanmıyor, tablolarındaki realist çizilmiş insanlar da büsbütün nur remzine dönüşüyor. Bu esnada ressamın henüz eskiz aşamasındaki nurani bir portre çalışmasından hafî nidalar işitiliyor: 
‘Gelin meydâne/Girin devrâne/Varın seyrâne/Aşkullah ile
Savın gümânı/Kovun şeytânı/Bulun Rahmân ı/Aşkullah ile
(; )
Giren devrâne/Bakar mı câne/Olur dî vâne/Aşkullah ile
Aşkî nin sözü/Kan ağlar gözü/Hakk dadır özü/Aşkullah ile’
Sanat sevdalılarının Şubat ayı sonuna kadar ziyaretçilerini bekleyecek olan İsmet Xbilen`in 74`üncü kişisel sergisini ziyaret ederek çizgisinin ne kadar kuvvetli olduğunu görmelerini istiyorum. Neden bunu istiyorum? Çünkü hemen herkesin özellikle kompozisyonlarda fikirlerde, figür ve renklerde kendi hayal ve his dünyası için bulacağı renkler ve dahi sesler var;
‘Gerçek bir sanatçı.’
Yukarıdaki paragrafta bahsettiğim seslerin ve renklerin peşinde olan dünyanın sayılı, saygın, büyük müzelerinden ilki, hatta en önemlisi olan Newyork Metropilitan Müzesi`nin önemli art direktörlerinden biri olan Peter Kristoff, Ressam İsmet Xbilen`in resimlerinin orijinallerini incelediğinde ‘gerçek bir sanatçı’ cümlesini kurmuştu.
Durmadan portre çiziyor!
Tophane`de, 4 asırdır tevhidin ana merkezlerinden biri olan KılıçAli Paşa Camii`nin hemen yakınındaki Acanthus Sanat Galerisi`ndeki Xbilen`in portre çalışmaları kadim camiinin müezzininin ‘Allah’ nidalarıyla canlanacak gibi duruyor! Ressam durmadan portre çiziyor. Durmadan, bilerek, bilmeyerek tekrarlıyor, bazan unutuyor şahıslar söz konusu unutkanlıkla çoğalmaya başlıyor… Kadınlardan, kadın portrelerinden söz ediyoruz. Ressam İsmet Bey hayatı boyunca hiçbir kadını üzmemiş ve dahi üzülmemiş, incitmemiş ve dahi incinmemiş. Günümüz dünyasında kadınlara reva görülen kimi zulümler Renklerin Sultanı`nı derinden sarsmış. Bahsettiğim sarsıntıların etkisiyle tuvallerindeki kadınların ellerinde kılıçlar var böylelikle kadınlar kendilerini savunuyor. Xbilen`in tuvallerindeki bazı kadınlar ise biraz tehlikeli ve dahi Son Amazon gibi yaman savaşçı. O, bizzat gözleriyle kadınlara biçilen rolü gördüğü için ellerine mütemadiyen kılıçveriyor. 
Yazarımız, sanat danışmanı İbrahim Ethem Gören Ressam İsmet  XBilen in Son Amazon isimli eserini incelerken…
‘Ressam İsmet Xbilen`e 74 kere maşallah!’
Öte taraftan Ressam İsmet Xbilen, resimlerindeki şekillerde aşk ile derin düzenlemeler ve haşyetullahtan irkilen düzlem hamleleriyle birbirine bağlaçlar oluşturuyor. Mezkû r bağlaçları görmek ve dahi ‘Ressam İsmet Xbilen`e 74 kere maşallah!’ demek için Şubat ayı sonuna kadar Galataport`a, Tophane`ye,  Acanthus Sanat Galerisi`ne gitmeniz gerekiyor. 
Ünlü Ressam Xbilen in 74 üncü kişisel sergi afişi
YORUMLAR