23 Nisan baharı bahar tadında yaşatan bayram

Abone Ol

Nisan ayı çocukluk yıllarımızın coşkusu, baharı bahar tadında yaşadığımız bir aydı.  Her 23 Nisan öncesinde bando provaları, ezberlenen şiirler, sınıflardan, okulların dışına taşan bayrak şöleni, coşkulu hazırlıklar… Bayram sabahı bando kıyafetlerini giyinip okul bahçesinde toplanınca bambaşka bir ruh haline bürünürdük. Okul bahçesinden çıkıp stadyumun yolunu tutarken çevreden gelen alkış sesleri, sevgi selleri içinde uçardık. Dünyanın her yerinden gelen çocuklarla aynı heyecanla stadyumları doldururduk. Dünyada milli bir bayram hediye edilmiş tek milletin çocukları olmanın gururunu yaşardık. 
 
Osmanlı Devleti’nde temsil ve meclis tartışmaları 1860’lardan sonra başlamıştır. Birinci Meşrutiyet dönemi olarak adlandırılan bu dönemde Kanun-i  Esasi, 23 Aralık 1876’da ilan edilmiş ve parlamenter rejime geçilmiştir. Osmanlı parlamentosu Meclis-i Umumi adıyla iki kanattan oluşmuştur: Halkın seçtiği parlamenterlerin yer aldığı Meclis-i Mebusan ve padişahın atadığı üyelerden oluşan Meclis-i Ayan. 19 Mart 1877 tarihinde Meclis-i Mebusan’ın açılmasıyla Türk parlamento tarihinin ilk deneyimi de başlamıştır. Parlemanto deneyimine savaşın gölgesi düşmüş, 1876-1877 (93 Harbi) Osmanlı-Rus Savaşı nedeniyle Meclis 14 Şubat 1878’de Sultan II. Abdülhamid tarafından tatil edilmiş, Kanun-i Esasi de askıya alınmıştır. Bu tatil otuz yıl sürmüştür. 1908 yılında II. Abdülhamid Meşrutiyeti yeniden ilan ederek Kanun-i Esasi’yi yeniden yürürlüğe koymuştur. II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesiyle devam eden süreçte İttihat ve Terakki Partisi, ülke siyasetine yön verirken bir taraftan da Meclis-i Mebusan’da çoğunluğu elinde tutan en büyük güç olmuştur. Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar iktidarı elinde tutan İttihat ve Terakki savaşın kaybedilmesiyle kendini feshetmiştir. Savaş sonrası yaşanan gelişmeler  Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasına kapı aralamıştır.

İstanbul 16 Mart 1920’de İtilaf Devletleri tarafından resmen işgal edilmiş, İngilizler Meclisi basmış ve bazı milletvekillerini tutuklayarak  Malta’ya sürgün etmişlerdir. İşgal altındaki Osmanlı Parlemantosu’nun artık özgürce çalışma imkânı kalmamıştır. 1 Nisan 1920’de Meclis-i Mebusan kapatılmıştır.
 
İstanbul’da bu olaylar yaşanırken, Ankara’da bulunan Mustafa Kemal Paşa işgalden bir gün sonra 17 Mart 1920’de ordu komutanlarına bir genelge göndererek Ankara’da bir Meclis-i Müessisan (Kurucu Meclis) açılacağını duyurmuştur. Yapılan görüşmeler, hazırlıklar  neticesinde 23 Nisan 1920 Cuma günü meclis açılmıştır.
 
23 Nisan Cuma günü, Ankara’da sabahın erken saatlerinde evlerinden ayrılan kadın, erkek, çocuk kalabalık halk bir bütün olarak bağımsızlık aşkı ile meclis açılışına katılmıştır. Açılış töreni, Mustafa Kemal’in yayınladığı genelgesinde belirttiği esaslara göre icra edilmiştir. Cuma namazından sonra Kur’an-ı Kerim okunmuştur. Kalabalık Meclis’e doğru bir insan seli halinde tekbirler getirerek gitmeye başlamıştır. En önde Hacı Bayram Veli’nin üzerinde ayetler yazılı sancağı ve Sinop Mebusu Hoca Abdullah Efendi’nin başı üzerinde taşıdığı yeşil örtülü bir rahlede Kur’an-ı Kerim ve Sakal-ı Şerif taşınıyordu. Bir manga askerde bu rahlenin iki tarafında ağır ağır ilerliyordu. Ulema, şeyhler, milletvekilleri, şehrin ileri gelen yöneticileri, yüksek rütbeli askerler ve halk onları seyrediyordu. Meclis’in önüne gelindiğinde kurbanlar kesilmiştir. Bursa Mebusu Fehmi Hoca yüksek sesle Hatim Duası okuduktan sonra, Mustafa Kemal Paşa tarafından Meclisin kapısındaki kurdele kesilerek içeriye girmiş ve bütün mebuslar içerideki sıralara oturmuşlardır.  Kur’an ile Sakal-ı Şerif de kürsüye konulmuştur. Meclis’te herkes yerini almıştır. Küçük toplantı salonunun iki yanındaki dar dinleyici locaları ve bunlara çıkan merdivenler hiç yer kalmamacasına doldurulmuştur. 

23 Nisan, 1. Dünya Savaşı sonrasında  işgal altındaki Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde önemli bir tarihtir. Devletin egemenliğinin fiilen ortadan kaldırılmasından sonra, Ankara’da milletle birlikte yeniden bir devlet, yeniden bir ordu kurularak milli mücadele yoluna girilmiştir. Bugün 104. yılını idrak ettiğimiz dualarla açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletin iradesi, inancından aldığı kuvvetle İstiklal Harbini fiilen yürüten, gücünü tarihinde İtilaf Devletleri ve tüm dünyaya gösteren meclistir. Egemenliğin millete verildiği 23 Nisan 1920 geleceğimizin teminatı çocuklarımıza hediye edilmiştir.  Dileğimiz tüm dünyada çocukların yüzünün gülmesidir. Dünyanın vicdanı olan Türkiye Cumhuriyeti çok daha güçlü, huzurlu, birlik, beraberlik içinde nice bayramlara… 23 Nisan kutlu olsun.