15 Temmuz etkinliğinde TBMM eski başkanı İsmail Kahraman ile CHP’li Özgür Özel’in ilginç konuşmasına tanık olurken, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un konuşması bizi etkilemişti.

Alçak FETOŞÇULARIN giriştikleri darbe ve ülkeyi parçalama girişimlerinin ilk duyulduğu anlarda, Ankara bürokrasisinde beleşten kadro alıp, hak etmediği maaşla günü gün edip, mesaisi de yok ya, sonra da azıp, sağa sola saldıran, sözde bir memur(!), telefon açar:

“Hemen kaçalım, bunlar, ilk önce bizi asar!”

Aslında sıkı bir dava adamı filan da olmayan bu zat, duruma göre vaziyet alan biridir. Yani öyle pekte sıkı bir görüşü yoktur. Menfaate dayalıdır ilişkileri… Çıkarı nerede, anında orada, “milliyetçiyiz”, “milli görüşçüyüz.” Ha bir de Akifçidir sözde!

En başa dönelim. 15 Temmuz gecesi kontrol sağlanınca bu zübük alanlara doğru kayar. Kaypaktır, kaygandır. Sonrası işte bildik laflar… O gece şunu yaptık bunu yaptık, falan filan!

Hain terör örgütü FETÖ’nün namussuzca kalkışmasından sonra ortaya çıkan zeminden yürümeye devam eder bizim zübük!

İşte fırsatçılığı burada nirvana yapar. Sözde kocaman ve upuzun kolları vardır ve her işi bitirmektedir. Siz yeter ki ne vereceksiniz ondan haber verin. Söz verdiği olmuyor, eee, karşı tarafta verdiğini iade etmesini istiyor, işte tam da burada çirkinleşme baş gösteriyor. Anında çamur, iftira dedikodu gırla gidiyor. Bunları yaparken devlet erkanı ile de görüntü vermeyi ihmal etmiyor.

Nereden bilsin ki erkan, elbette bazıları sonradan fark ediyor vaziyeti… Bunların yanı sıra ne “mal” olduğunu bilip tavır alanlara da çamur atmayı ihmal etmiyor. Yani kötü olduğunda anında iftira hazırdır.

Aslında bizi ilgilendiren kısmı bu zübüğün “İslamcılığı” kavram olarak iyi kullanmasıdır.

Her nane yemesinin ardından en büyük Müslümanın kendisi olduğu yönünde ifadeler kullanır. İşte bunun gibilerin yüzünden İslam zarar görür. İçimizdeki İrlandalılardan biridir zübük! Kişinin neyi eksik ise onu ön plana çıkarır. Şu notu da iliştirelim. Zübüğün garip biçimde LGBT savunuculuğuna giriştiğini de biliyoruz.

**

15 Temmuz’un 7. yıldönümünde TBMM’deki etkinliklere katıldım. İlk etkinlik olan 15 Temmuz Fotoğraf Sergisi’nin açılışını beklerken garip biçimde aklıma yukarıda anlattıklarım geldi. 15 Temmuz fotoğrafları bir yana orada bulunan kahraman gazilerimiz bana saydıklarımı hatırlatmış olabilir. Yani acıdan pay ve para çıkarmak!

Haysiyetsizce üstelik!

**

TBMM eski başkanı İsmail Kahraman ile CHP’li Özgür Özel’in ilginç konuşmasına da tanık olduk. Biliyorsunuz, darbe gecesi her ikisi ve başka milletvekilleri de Gazi Meclis’te idi. Etkinliğe İsmail Kahraman önce gelmişti. Kendisinden sonra gelen Özgür Özel’e “silah arkadaşım” diye seslendi ve ardından birlikte o geceye dair hatıratlarını paylaştılar. Güzel bir tablo idi fakat siyasi arenada her ikisi de gırtlak gırtlağa gelebilirdi! İşte memleket davası böyle bir şeydir.

**

Bizim zübüğe tekrar dönecek olursak, “Arasını açtığı kaç insanla sonradan bir araya gelmiş yahut aynı ortamda bulunmuştur?” diye sormadan edemiyoruz.

**

TBMM’de o günün ikinci etkinliği ise öğleden sonra bahçede gerçekleşendi. Meclis yeni binalarının yanı başında ve 15 Temmuz’da ilk FETÖ bombasının atıldığı yere güzel bir anıt yaptırıldı ve bunun açılışı da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ile diğer önemli davetlilerin katılımıyla gerçekleşti. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle yapılan açılış sonrası gazi ve gazi aileleriyle, yanlarına gidip tek tek görüşen Numan Kurtulmuş’un orada sarf ettiği sözler duygu yüklüydü.

Numan Bey’in konuşmasını dinlerken, bir anda, sergi açılışında olduğu gibi, duygusal anların içinde bulduk kendimizi. İkinci aklımıza gelen ise 15 Temmuz sonrası fırsatçılığa soyunan zübük idi.

Çelişki dolu düşüncelerden Numan Kurtulmuş çekip kurtardı, tam dönüp gidecekken bizi görünce, “Merhabalar, hoş geldiniz,” diyerek.

Hazırlıksız yakalandık Numan Bey’e, beklemiyorduk, biraz da utandım sanırım.