Resim1-10

Okul müdürü ve eğitimci olarak eğitim sistemimizde kronikleşen ciddi bir sorunu ele almak istiyorum. Ortaokul, lise ve üniversite yıllarımda saatlerce İngilizce dersi aldım, özel kurslara gittim. Sürekli bir çaba içinde olmama rağmen, İngilizce seviyemi orta seviyenin üstüne çıkaramadım. Bir türlü konuşmayı beceremedim. Bu durum, sadece benim için değil, birçok öğrenci için de geçerli. Peki, yıllardır süren bu yoğun eğitime rağmen Türk öğrenciler neden İngilizce öğrenemiyor? Neden öğrenemiyoruz bu İngilizceyi? Sorun sadece öğrencilerde mi?

Önce konuyla ilgili bir iki araştırma sonucunu paylaşalım:

·        Uluslararası İngilizce Test Sistemi (IELTS)'nin 2022 yılı verilerine göre Türkiye, 140 ülke arasında 68. sırada yer alıyor. Bu sıralama, Türkiye'deki İngilizce eğitim seviyesinin test bakımından ortalama bir seviyede olduğunu gösteriyor.

·        EF İngilizce Seviye Endeksi (EF EPI)'nin 2023 yılı verilerine göre ise Türkiye, 112 ülke arasında 69. sırada yer alıyor. Bu endeks, yetişkinlerin İngilizce yeterlilik seviyesini ölçüyor.

  • PISA 2018 sonuçlarına göre, Türkiye'deki 15 yaş öğrencilerin ortalama İngilizce puanı 489. Bu puan, OECD ortalamasının (500) altında.
  • Türkiye'de İngilizce öğretmenlerinin %70'i, dil öğretim teknikleri konusunda yeterince eğitimli değil.
  • Türkiye'de İngilizce konuşulan bir ortamın yeterince olmaması, öğrencilerin dil becerilerini geliştirmelerini zorlaştırıyor.

Bu verilerden de anlaşılacağı üzere, Türk öğrencilerin İngilizce seviyesi dünya genelinde ortalama bir seviyede. Fakat, eğitim sisteminin ve öğretim yöntemlerinin geliştirilmesi, dil ortamının zenginleştirilmesi ve öğretmenlerin modern dil öğretim teknikleri konusunda eğitilmesi ile bu seviyenin daha da yükseltilebileceğine inanıyorum.

Nedenler:

  • Eğitim Sisteminin Yetersizliği: Mevcut eğitim sistemi, öğrencilere İngilizceyi sadece dilbilgisi kuralları ve kelime ezberletme üzerine kurulu. Konuşma ve dinleme becerilerine yeterince önem verilmiyor. Bu durum, öğrencilerin İngilizceyi pratik olarak kullanmalarını engelliyor.

Kendi eğitim hayatımdan yola çıkarak, İngilizce derslerinin çoğunun okuma ve yazma odaklı olduğunu, konuşma ve dinleme becerilerinin yeterince geliştirilmediğini söyleyebilirim. Özellikle lise ve üniversitedeki İngilizce derslerinde, geleneksel yöntemlerin hakim olduğunu ve öğrencilerin pasif bir şekilde dersi dinlediğini gözlemledim.

  • Motivasyon Eksikliği: Bir dili öğrenmenin en önemli unsurlarından biri motivasyondur. Türk öğrencilerin çoğu İngilizceyi neden öğrenmeleri gerektiğine dair yeterince motive değil. İngilizceyi günlük hayatta kullanma imkanı bulmadıkları için de öğrenmeye istekli olmuyorlar.

Kendi öğrencilik yıllarımda, İngilizceyi sadece sınavlarda başarılı olmak için öğreniyordum. Günlük hayatta kullanma imkanı olmadığı için de yeterince motive olamıyordum.

  • Uygun Öğretim Yöntemlerinin Kullanılmaması: Çoğu İngilizce öğretmeninin geleneksel öğretim yöntemlerine bağlı kalması da dil öğreniminin önünde bir engel teşkil ediyor. Tek yönlü ve pasif bir eğitim yerine, daha aktif ve interaktif yöntemler kullanılarak öğrencilerin dil öğrenimine daha fazla katılımı sağlanabilir.
  • Yetersiz Dil Ortamı: Türkiye'de İngilizce konuşulan bir ortamın yeterince olmaması da dil öğrenimini zorlaştırıyor. Öğrenciler, okul dışında İngilizceyi pratik yapma imkanı bulamadıkları için öğrendiklerini pekiştiremiyorlar.

Kendi hayatımda da, okul dışında İngilizce konuşma imkanı bulamadığım için pratik yapma ve konuşma becerimi geliştirme konusunda zorlandım.

  • Öğretmen Yetersizliği: Dilbilgisi ve dilbilgisi kurallarına hakim olmak, iyi bir İngilizce öğretmeni olmak için yeterli değildir. Öğretmenlerin aynı zamanda iyi bir iletişim kurabilmeleri ve dil öğretim tekniklerine hakim olmaları da gerekiyor.

Özellikle ilkokul ve ortaokul seviyesinde, bazı İngilizce öğretmenlerinin dilbilgisi ve telaffuz hataları yaptığını ve etkili bir iletişim kuramadıklarını gözlemledim. Hatta bazı öğretmenlerimin 40 günde mektupla öğretmen olduklarını duymuştum.

Neden İngilizce Öğrenmeliyiz?

Gelin bu sorunun cevabını bize yıllarını yabancı dil öğretimine adayan Hayrullah Bıçakçılar versin:

“Yabancı dil öğrenmek her zaman önemli olmuştur. Eskiden siyasi ve ticari ilişkilerde, edebi eserlerin çevirisinde öne çıkan bu ihtiyaç, günümüzde akademik dilin İngilizce olmasıyla kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiştir. Bilginin en çok üretildiği ve yayıldığı dil olan İngilizceyi bilmek, hangi meslekten olursa olsun herkes için büyük önem taşır.

Güncel kitaplara, araştırmalara ve internetteki bilgilere erişebilmek için iyi derecede yabancı dil öğrenmek şarttır. Dünyada en yaygın kullanılan dil olan İngilizce, her 5 kişiden 1'i tarafından iyi bilinir. Günümüzde en az 1 yabancı dili akıcı bir şekilde okumak, yazmak ve konuşmak bir ihtiyaç haline gelmiştir.

İngilizce bilmek özgürlük ve özgüven duygularını da artırır. Keyifli bir dil olan İngilizceyi öğrenmek için günümüzde birçok fırsat ve yöntem mevcuttur. İnternet üzerinden yapılan yayınların %90'ı İngilizce olarak yapılmaktadır. Uluslararası platformlarda söz sahibi olabilmek için İngilizce bilmek artık zorunlu hale gelmiştir.”

Bütün bunlara rağmen peki neden öğrenemiyoruz?

25 yıllık İngilizce öğretmenliği ve bölüm başkanlığı deneyimine sahip Hayrullah Bıçakçılar, Türk öğrencilerin İngilizce öğrenememesine dair şu tespitlerde bulunuyor:

  • "Türk eğitim sistemi, dil öğrenmeye değil, sınav kazanmaya odaklı. Bu durum, öğrencilerin dil öğrenme motivasyonlarını düşürüyor."
  • "İngilizce derslerinde konuşma ve dinlemeye yeterince önem verilmiyor. Öğrenciler, İngilizceyi sadece okuma ve yazma dil olarak öğreniyorlar."
  • "İngilizce öğretmenlerinin çoğu, modern dil öğretim teknikleri konusunda yeterince bilgili değil. Geleneksel yöntemlere bağlı kalarak dil öğrenimini zorlaştırıyorlar."

Bıçakçılar, Türk öğrencilerin İngilizce öğrenebilmeleri için şunların yapılması gerektiğini öneriyor:

Türk öğrencilerin İngilizce öğrenme problemlerini ve çözüm önerilerini inceleyen Hayrullah Bıçakçılar, öncelikle öğrencilerin "ben yapamam" duygusundan kurtulmaları ve motivasyonlarının artırılması gerektiğine vurgu yapıyor.

Bıçakçılar, İngilizce öğrenmeyi engelleyen faktörler arasında yanlış eğitim yöntem ve tekniklerini, "ben yapamam" duygusunu ve yetersiz motivasyonu sayıyor. Bu problemlerin çözümü için ise yabancı dili sevdirici etkinliklere, İngilizce bilmenin avantajlarının açıklanmasına, gerekli motivasyon ve isteğin sağlanmasına, dikkatli ders dinlemeye ve sık sık tekrar yapmaya, kelime bilgisi ve okuma-anlama becerilerini geliştirmeye, yabancı dilde bol bol kitap okumaya, dili sürekli kullanmaya, favori dizi ve filmleri orijinal dilinde izlemeye, native speakers ile konuşma pratiği yapmaya, telefon ve tablet dilini İngilizce yapmaya, haberleri İngilizce izlemeye, günlük hayatta İngilizceyi kullanmaya çalışmaya, İngilizce yayın yapan kanalları takip etmeye ve İngilizce günlük yazmaya önem verilmesi gerektiğini öneriyor.

Motivasyonun korunması için Bıçakçılar, İngilizceye hakim olmanın sağlayacağı fırsatların, yurtiçi ve yurtdışında eğitim ve iş imkanlarının artması, seyahatlerde kolaylık gibi avantajların düşünülmesi ve içsel motivasyonun güçlendirilmesi gerektiğini söylüyor.

Bıçakçılar, eğitim sisteminin dil öğrenmeye odaklanması, sınav odaklı olmaktan kurtulması, konuşma ve dinlemeye daha fazla önem vermesi, öğrencilere pratik imkanlar sunması ve öğretmenlerin modern dil öğretim teknikleri ile eğitilmesi gerektiğini de savunuyor.

Sonuç olarak, Türk öğrencilerin İngilizce öğrenme problemleri karmaşık bir konudur ve bu problemleri çözmek için öğrenci, öğretmen ve eğitim sisteminde değişiklikler yapılması gerekmektedir.

Adem KEVEN