Büyük başarıların ortak hikâyesi hep çok çalışmaktır. NBA`in gelmiş geçmiş en büyük basketbolcularından LeBron James, kariyeri boyu Allah`ın ona bahşettiği yetenekleriyle yetinmedi. Sürekli eksik yönlerini geliştirmek için çalıştı. NBA`ye adım attığı ilk yıllarda üstün fizik gücü ve atletizmle skor bulan LeBron şut atma konusunda sıkıntı yaşıyordu. Yaptığı ekstra çalışmalarla şutunu geliştiren 2.06 boyundaki forvet bugün için ortalama üstü bir şutöre dönüştü. İlk Cleveland Cavaliers döneminde oyunun kırılma anlarında sorumluluk alamayan, aldığı anlarda da başarılı olamayan 84 doğumlu basketbolcu, bu mental eksikliğini Miami Heat döneminde aştı. Ü zerindeki kazanma baskısını atan LeBron, oyunun kırılma anlarında sorumluluk almaktan çekinmeyen, kazanan bir oyuncuya dönüştü. 30`lu yaşlarda artık gücünün azaldığını gören LeBron James sırtı dönük oyununu geliştirmek için özel dersler alarak sete sete hücumda ekstra bir silaha daha kavuştu.

Böylesi bir gelişim ve istikrarla süren kariyerin belki de en kötü sezonunu geçtiğimiz sezon Lakers forması altında yaşayan LeBron, 20 yaşından bu yana ilk kez playoffa kalamadı, ayrıca sadece 55 maçta forma giyerek en az maça çıktığı sezonu yaşadı. Kariyeri şampiyonluklar ve rekorlarla geçen bir yıldızın başarısızlık karşısında kayıtsız kalamazdı. LeBron, takımın lideri olarak kendinden bekleneni yaptı ve Lakers yönetimini takıma bir süper yıldız katması konusunda ikna etti. Kendisi de bütün yazı ekstra çalışmalarla geçirerek sezona daha fit ve daha güçlü girmek için hazırlandı. Her iki tarafında üstüne düşen görevi yapması sonucu Los Angeles Lakers taraftarı için 'show time' günleri geri döndü.

Sezonun ilk 14 maçı itibariyle Lakers tüm NBA`de en iyi kazanma yüzdesine sahip takım. 14 maçın 12`sinde sahadan galibiyetle ayrılan Lakers NBA takımları arasında en iyi savunma yapan takım. Geçtiğimiz sezon playoffa bile kalamayan bir takımdan, üstelik tamamen yeni basketbolculardan kurulmuş olmasına rağmen yeniden kazanan bir takıma dönüşmenin mimarı LeBron James. Saha içinde ve dışında takımı çok iyi yöneten LeBron, bir diğer yıldız Anthony Davis`in takımın yeni lideri olduğunu açıklayarak gençtakım arkadaşının takımı sahiplenmesine yardımcı oldu. Hücumda ve savunmada yapabildikleri ile çok özel bir basketbolcu olan Davis`in oyunla ilgili pek eksiği yoktu. Anthony Davis`in geliştirmesi gereken oyun içi konsantrasyondu. Kendisi gibi bir hiperstarın olduğu yerde takımın lideri olarak adını anarak Davis`e sorumluluk veren James, gençyıldızın sürekli kazanmak zorunda olduğunu anlamasını sağladı. Davis, yeni rolüne çabuk adapte oldu daha çok oyunun içinde ve daha çok sorumluluk alıyor. Davis`in gününde olmadığı maçlarda bütün sorumluluğu üstlenen LeBron, böylece Anthony Davis`in baskı altında kalmasına engel oldu.

Kariyerinin son döneminde problemli kişiliği ile istenmeyen adam ilan edilen Dwight Howard bile bambaşka bir havaya büründü. DeMarcus Cousins`in sakatlanması üzerine son anda takıma katılan Howard, sahada kaldığı sürede kendisinden beklenenin iyi savunma yapmak ve ribaund almak olduğunun bilincine varmış durumda. Oynamadığı dakikalarda saha kenarında takım arkadaşlarını destekleyen Howard`daki bu değişiminin nedeni yeniden kazanan bir takımın parçası olmanın ne kadar kıymetli olduğunu fark etmiş olması.

Bütün bu değişimin ve farkındalığın mimarı LeBron James. 2.06`lık hiperstar Los Angeles Lakers`ı kariyerinin ustalık eseri olarak görüyor, tüm deneyimi ve kazanma aşkıyla şampiyonluğa taşımak için motive. LeBron bunu başardığında 'Kobe mi, Jordan mı' tartışmalarının 'LeBron mu, Kobe mi, Jordan mı' şekline dönüşeceğinin bilincinde. İşte bu motivasyon 35 yaşında, büyük para ve şöhrete sahipken bile takımına saha içinde hem liderlik hem de mentörlük yapmak için büyük gece gündüz çalışmasına neden oluyor. Onu birçok yetenekli isimden ayıran özellik de bu!