Dünyada siyasal sınırlar ülkeler arasında, aşılmaz duvarlar olma özelilklerini yitirince, Amerika'nın gösteriş harcamaları odaklı tüketim kültürü, bir bulaşıcı hastalık gibi, bütün dünyaya yayıldı. Batı'dan, Doğu'ya bütün dünyanın içeceği kola, yiyeceği hamburger, giyeceği kot ürünler oldu. Tüketim kültürü, Los Angeles'ten bütün dünyaya ihraç edildi. Globalleşme en genel anlamıyla, dünyada siyasal sınırlardan daha çok, ekonomik sınırların önem kazanmasıdır.

Dünyanın en büyük globalleştirici gücü Amerika, Pentagon'un üniformalı generalleriyle, Irak'tan Afganistan'a bütün Ortadoğu'yu işgal etmekle yetinmedi.General Motors, General Electric, Hewlett Packard gibi, Wall Street'in ünfiormasız genaralleriyle bütün dünya pazarlarını işgal etti. Amerika'nın öncülüğünde Batı dünyasının globalleşme stratejilerine karşı, Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun öncülüğünde Doğu dünyası, glokalleşme stratejileri geliştirmelidir.

Siyasal sınırları, üniformalı generallerin savaşla belirlediği dünyada, ekonomik sınırları, barış ortamında, üniformasız generaller belirler. Kısa dönemde siyasal sınırlar çok değişmezken, ekonomik sınırlar sürekli değişir. İki binli yıllardan önce, ekonomik sınırları belirleyenlerin başında, Amerikalı ve Avrupalı kuruluşlar geliyordu. İki binli yılardan sonra Asyalı ve Afrikalı kuruluşlar, ağırlık kazanmaya başladılar. Batı odaklı tek kutuplu dünya, Doğu odaklı çok kutuplu dünyaya dönüştü.

Soğuk Savaş yıllarında dünya denilince, akla Amerika ve Rusya geliyordu. Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra, akla Amerika ve Rusya'nın yanında, Çin, Hindistan, Endonezya, Brezilya, Türkiye, İran, Pakistan, Mısır, Meksika gelmeye başladı. Siyasal sınırlardan daha çok, ekonomik sınırların önemli olduğu, çok kutuplu dünyada, Vietnam, Afganistan, Irak, Suriye işgallerinin yol açtığı yıkım, gerçek savaş alanlarının, üniformalı generallerin savaştığı cepheler değil, üniformasız generallerin yarıştığı, pazarların olduğunu bütün dünyaya gösterdi.

Batı'nın globalleşme saldırısını, Doğu glokalleşme saldırısıyla dengelemek zorundadır. Glokalleşme saldırısı, Doğu ülkelerinin kendileri kalarak, kendi ülkelerinin üniformasız generallerine, Batı ülkelerinin üniformasız generalleriyle yarışta, dünya pazarlarında, rekabet üstünlüğü kazandırma stratejisidir. Glokalleşme stratejisini, “efradını cami ağyarını mani” bir biçimde, Mevlana'nın pergel stratejisi anlatır. Türkiye'nin üniformasız generalleri de, İstanbul'da ürettikleri ürünleriyle, bütün dünya şehirlerinin pazarlarında yer almalıdırlar.

Üniformasız generallerin savaşı, üniformalı generallerin savaşı gibi cephelerde silahlarla yapılan bir savaş değil, pazarlarda mükemmelliği yakalayan ürünlerle yapılan bir savaştır. Üniformasız generallerin en güçlü, en etkili, en önemli silahları, mükemmelliği arayan ürünleridir.Mükemmel ürünler üretenlere, dünyanın bütün pazarlarının kapıları sonuna kadar açılır.

Dünya pazarlarının fatihleri, “pazarlar mükemmeldir, sen mükemmelsen, mükemmellik bulunmaz sen mükemmel değilsen” diyen üniformasız derviş generallerdir. Dünya barışına giden yolu üniformalı generallerin silahları değil, üniformasız derviş generallerin ürünleri açacaktır. Batı Batı kardeşliğini dünya kardeşliğine dönüştürmedi. Doğu Doğu kardeşliğini dünya kardeşliğine dönüştürmelidir.

Pazarlarda yarışanlar, cephelerde birbirleriyle savaşmazlar.

Üreten elden daha üstün, bir silah bulunmamıştır.

Pazar iki günü, farklılaştırmasını bilenlerindir.