Donuklar, Prof. Dr. Durali Yılmaz`ın yazdığı romanlardan birisi. İlk defa Siyah Perdeli Evler ismiyle 1975 yılında yayınlanıyor. 1984 yılında da aynı isimle yayınlanan eser 2010 yılında Donuklar adıyla yayınlanıyor. 2016`da yine aynı isimle Yediveren yayınları tarafından yayınlanıyor. 2016 yılındaki yayında yayın danışmanlığı bana ait. Hatta Durali Bey`den almış olduğum yetki ile eserin telif sözleşmesini de ben imzaladım.

2010 yılı baskısından sonra rahmetli Mehmet Niyazi Özdemir ağabeyimiz gazetedeki köşesinde eserle ilgili olarak şunları yazıyor:

'Durali Yılmaz Donuklar` adlı kitabında milli hayatımızı, son dönemlerde geçirdiğimiz baş döndürücü olayları ele alıyor iki yüz yıllık tarihimizi adeta sigaya çekiyor. Diktatörün elinde her zaman kılıç, başında taçyoktur o, kılıktan kılığa girer bazen mabette yol gösterici, bazen büyük bir kurtarıcı bazen de dağa taşa can veren bir fikirdir. Onun biricik özelliği dokunulmazlığıdır. Zihin seviyesi düşük cemiyetler putsuz yaşayamaz dokunulmazlığı olan fikir, şahıs onlar için hazır puttur onu alabildiğine övmek serbesttir hatta teşvik edilir ama 'Şu olay şöyle değil miydi?' diyenin başına nelerin geleceği belli olmaz. Onun adına gösterilen tahammülsüzlükle fikir hayatı çöle dönüşür. Yeni bir fikir, ezberlerini bozan husus, alışkanlıklarına çarpar beyinsizlerin reaksiyonunu her zaman tahmin etmek güçtür. Herhalde bunun için Durali Yılmaz sembolleri kullanmak zorunda kaldı. Nietsczhe nin dediği gibi 'Benim sözüm bu kulaklar için değil' diyerek anlayabilene hitap etmenin yolunu tuttu.

Bu roman kültür seviyesi yüksek bir ülkede yayımlansaydı, ondan söz etmek için gazete sütunları dar gelir, manşetler kullanılırdı. Fikir ve sanat çevrelerinde ne demek istediği hakkında ne tartışmalar yaşanırdı. Romanda yazarın fikri şudur demek mümkün değildir her karanlık kuyuya bir ışık damlası gönderiyor okuyucuya adeta gör ve düşün diyor.'

İlk defa 1970`te Diriliş Dergisinin 15. sayısında yayımlanmaya başlanan Donuklar, 2010 yılında son şeklini almıştır. 2016 yılında Dr. Cemal Abdülgani tarafından Arapçaya çevrilmiş ve Mısır Devlet Kitapları arasında ödüllü eserler serisinin 147.eseri olarak, 'El-Mustelebun' adıyla yayımlanmıştır. İki yüz elli bin adet basılan Arapça çevirisi olağanüstü bir ilgi gören Donuklar hakkında Arap  leminin en önemli gazetelerinden 'El-Hayat' ta Talat Rıdvan imzasıyla 'İnsanlığın Taşlaşması' başlığıyla altında kapsamlı bir değerlendirme yapılmıştır. 'El-Haliç' gazetesi ise romanı 'Diktatör Toplumun Aklını Tutsak Eder' başlığı altında tanıtmıştır.

Roman hakkında Arap dünyasının önemli gazetelerinden Re`yül-Yevm`de Sabri El Mougy imzasıyla da önemli bir değerlendirme 8 Ağustos 2019 tarihinde yayınlandı. Diktatörlüğü Deşifre Eden Roman: Donuklar başlığı altında yayınlanan yazıda roman şu şekilde özetlenmiştir:

'Ü çüncü dünya halklarına, insanlarını ezen, saygınlıklarını ayaklar altına alan, halklarını sefalete mahkû m eden, insanlarını yoksullaştıran ve ülkenin fikirsel, bilimsel ve ekonomik anlamda geri kalmasına neden olan diktatörlere boyun eğme rolü biçilmiştir.

Her ne kadar bazı halklar bu diktatörlerin zorbalıklarından kurtulmuş olsalar da, birçoğu hala haksızlığa uğramakta ve ülkelerini kuşatan diktatörlerin ve zorbaların baskılarına boyun eğerek zayıflamaya devam etmektedir. Diktatörlük korkunçbir hayalet haline geldi. Fırsatını bulduğu anda halkları geri kalmışlık, cehalet ve karanlık kuyulara iterek umursamazlık, kendi kendine yeterlilik ve adaletsizlik ruhuna bürünebilmektedir.

Durum bu vaziyetteyken bu halklar, onları aşağılanmadan ve zilletten kurtaracak, yeryüzüne adaleti hâkim kılacak, zorbalığı ve diktatörlüğü ortadan kaldıracak, yolsuzluk ve soygunluğu yok edecek ve insanlara yitirilmiş insanlıklarını geri kazandıracak bir kurtarıcı beklerler. Halklar hiçbir zaman gelmeyecek olan veya sahte bir kahraman olarak gelecek olan bu kurtarıcıyı uzun süre beklemeye koyulurlar. İnsanlar, hayır ve iyiliklerin bu kurtarıcının eliyle geleceğine inandıklarında ise, yok olmakla ve daha büyük olaylarla karşı karşıya kalırlar. Çünkü bu hayali kahraman, toplumun nabzını hissetmiş gibi davranır ve haklarını savunmaya başlar. Topluma tam bir özgürlük ve demokrasi tavanı verirler. Ancak gün geçtikçe bu tavan başlarının üzerine yıkılır ve ayaklarının altında ezilmeye başlarlar. İşte tam da burada yeni bir diktatörlük rejimi gün yüzüne çıkar ve yeni bir diktatör dönemi başlar.

Bu bize şu soruları sormamızı sağlar: Diktatörlük nasıl ortaya çıkar? Varlığının gerekçeleri nelerdir? Halkın üzerinde kontrol sağlamak ve yönetimlerini elinde bulundurmanın araçları ve püf noktaları nelerdir? Diktatörlük sistemlerden kurtulmanın bir yolu var mıdır?

'Donuklar' adlı roman, bütün bu soruları aslında cevaplamaktadır. 'Donuklar' kitabı bir diktatörün ortaya çıkmasının şartlarını ve koşullarını bir çalışma modeli olarak incelediği, varlığının gerekçelerini, halkı üzerinde kontrol sağlamaya ve gücü elinde tutmaya dayanan en belirgin yöntemleri ele aldığı sosyal-politik bir romandır.

Bu yöntemlerden bazıları - romanın da vurguladığı gibi - aklını kullanamama, düşünme yeteneğini ve yaratıcılığını kaybetme, özellikle de kimliği, geçmişi ve kültürü ile ilgili her türlü fikirden ve hatıralardan soyutlanma olarak görülen, toplumu zihinsel olarak ele geçirme durumudur. Romanda yer verilmiş olan diktatörlük yöntemlerinden diğer bir tanesi de, bireysellik` yani öz farkındalık ve kişilik kaybı ve ayırt edilemeyen bir kitlede başkalarıyla yaşama durumudur. Bu kişinin durumu keçi veya koyun sürüsündeki hayvanlara benzer. Kişiye insanlığını kaybettiren bu durum, aynı zamanda yaratıcılığının da yok olmasına yol açmaktadır. Böylece toplum, gerçek kimliğini kaybeder, köklerinden uzaklaşır, kolay bir şekilde boyun eğer, körü körüne itaat eder, tartışmadan ve mücadele etmeden mutlak şekilde teslim olur, yöneticilerin zulmünü ve diktatörlüğünü şikâyet etmeden ve eleştirmeden kabul eder.

Diktatörlük gün geçtikçe daha da zevkli bir hal alır. Artık Toplum, kimliği karışmış, benliğini kaybetmiş, karakterleri karışmış ve bütün duyguları alınmış iskeletlere benzemektedir. Aşağılık, mağlubiyet, çaresizlik ve aidiyetsizlik duyguları toplumun, acımasız diktatör rejimlerin gerekliliklerini yerine getirmek, çıkarlarına ve amaçlarına hizmet etmek için kontrol altına alınmasını ve köleleştirilmesini kolaylaştırmaktadır.

'Donuklar' adlı roman, diktatörlük rejimlerinin çeşitli zihinleri ele geçirme yöntemlerine sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Bunların en önemlileri: Baskı, şiddet ve terördür. Hiçbir mahkû m itiraz edemez, eleştiremez, tartışamaz ve kendi görüşünü savunamaz. Çünkü yapılacak herhangi bir muhalefetin sonucu, sahiplerini hapishanelere ve darağacına götürmek olacaktır.

Romanda da anlatıldığı üzere kontrol altına alma yöntemlerinden bir tanesi de, bu sistemlerden sorumlu olan kişilerin normal insan statüsünden daha üstün oldukları fikrini yaymak, onların hatalardan ve insani eksikliklerden uzak olduklarını tasvir etmektir. Hatta bazıları daha da ileriye giderek, onların ilahi karakterli insanlar olduklarını ya da ülkeyi yönetmesi için Allah (c.c.) tarafından seçilmiş olduklarını iddia etmektedir.

'Donuklar' birçok Arap toplumunda ve gelişmekte olan ülkelerde siyasi ve toplumsal hareketliliğin estetik ifadelerinden biridir.'

Donuklar romanını Mehmet Niyazi Özdemir ile Arap yazar ve eleştirmenler aynı çerçevede değerlendirirken, Türk aydını ve eleştirmenlerinin hala eserden habersiz oluşu ilginçdeğil mi?

Bu durum aynı zamanda düşünce dünyamızın seviyesini göstermez mi?