Sağduyusunu yitirmemiş her insanın teslim edeceği bir gerçek vardır Nuh`un Gemisi duygu sömürüsüne son derece elverişli bir konudur. Bu toplumun zihinsel iğfaline büyük önem veren kimi dış odaklar ve onlarla birlikte onların işbirlikçileri bilgi kirlenmesini sağlayacak ne kadar gereksiz ayrıntı varsa yayın bombardımanı ile onu sağlamakta ne yazık ki başarılı oluyorlar. Nuh`un Gemisi sembolüne Amerikan-Ermeni damgası ha?

Yanlışı doğru göstermek, yalanı hakikat kılığında dolaştırmak en yeni bir beyin yıkama yöntemi olarak hayatımızda bir işgal peşindedir.

Uyu koca bebek!..

Nuh`un Gemisi de mıknatıslı bir imge odağı halinde sürekli istismar edilmektedir. Bu istismar karşısında sağduyu sahibi ve vatansever aydınların bu cerehata neşter vurması yeter mi? Elbette eksik kalır. Bütünlenmeyen iyi niyetler, eylemini bulamazsa, iyi organize olan gizli planlar buna kıs kıs güler. Doğrularımız, haklarımız adına böyle bir durumdan korkmalıyız. Bu kadar kısa bir sürede, yan konular birdenbire gündemden düşerek sorun bütün çıplaklığı ile Türk Kürt ayrımı bağlamına giriveriyorsa bir gevşek dokudan kuşkulanılmalıdır. Değerli yöneticilerimiz.

Nuh`un Gemisi`nin Ağrı dağında karaya oturduğu tasavvuru, Kitâb-ı Mukaddes kaynaklı Ararat dağı verisine dayandırılmaktadır. Batılılar yaklaşık yüz senedir Nuh`un Gemisi`nin Ağrı Dağı`nda olduğu iddiasında bulunmakta ve bunu devamlı olarak işlemekte ve geliştirmektedirler.

Bu geliştirmeler, belki başlangıçta Tevrat`tan kaynaklanan bir heyecana bağlı olmuş olsa bile, ki bu da su götürür, bu iş Amerika`nın Orta Doğu total politikası ile ilişkilidir, bugün artık doğrudan doğruya ermeni ideallerinin en etkilibir dili halindedir.

Doğu Anadolu üzerinde genişletilmesine karar verilmiş bir Ermenistan projesi emeliyle birlikte düşünülmesi gereken sürekli bir bilgi kirliliği cinsindendir.

Ermenice`de Ağrı Dağı`nın adının Ararat olması bu telkin ve propagandaya, doğalmış gibi duran bir malzeme oluşturuyor. Ama, hilâf-ı hakikatın hakikat maskesini yüzüne oturtması ilk defa olmuyor ki medeniyetimizde...

Cû dî Dağı dile gelse de bir bir dese...

Fakat bu ülke o kadar da dilsiz değildir. Çünkü ilimsiz değildir. İlim birikimi vardır. Ne var ki, ona da söz hakkı verilmez. Kesin ve saygın bir doğrunun halka geçmesinin kanalları kapalı kalsın istenir.

Amerikası, İngilteresi, Almanyası mı bize kendi değerlerimizi işleyip sunacak. Kavramlar, gizli değerler âleminde bir savaş içindeyiz. Ekonomi potansiyelimize göz dikildiği tesadüfî sayılamayacak bir alışveriş savaşı içindeyiz. Anadolu potansiyeline toprağıyla, ürün ve verim kapasitesiyle göz dikildiği bir ölüm-kalım geçiş aralığındayız. Yetmiyor, dinî -medeniyetçil sembollerimize el atılıyor, sivil toplum dernekleri hareketliliği ile öyle bir yorum bombardımanı altındayız ki, böylece çok konuşanın, haksız olduğu dâvâda baskın çıkması cinsinden, suskun kalıyor ve mağlû p görünüyoruz.

Milletin hukukunu savunacak bir şuur birlikteliği gerekiyor. Kendi mesele ve değerlerimizi savunarak, onları yenileyerek dirilebiliriz ancak.

Prof. Hikmet Tanyu Nuh`un Gemisi 'meselesi'ne açıklık getirmiştir [İslâm Ansiklopedisi Cilt 8, İstanbul 1993]

Cû dî Dağı maddesinde bu ülkenin her insanının okuyup incelemesi gereken bir tarihî bilgi dökümü yaparak, kasıtlı yayınlara cevap vermiştir: (...) Nuh`un Gemisi Cû dî dağına oturmuştur. Tufan suları çekildiği zaman, gemi bu dağın üzerinde bulunuyordu. (...) Bu konudaki âyetin meali şöyledir: 'Ey arz, suyunu yut ve ey gök, suyunu tut! denildi. Su azaldı, iş bitirildi. Gemi Cû dî üzerine oturdu' (Hû d suresi, 11/14)

Prof. Tanyu sağduyu ve gerçeğe saygı onuruna sahip her insanı ilgilendirecek bir tesbitini ortaya koymaktadır: Rrt` kelimesinin Kitâb-ı Mukaddes yazarlarınca yanlış seslendirilmesi sonucunda ortaya çıkan Ararat kelimesi(Tekvin, 8/4) hatalı yorumlanmış (E. Dorme, La Bible I: L`Ancien Testament, Paris 1956, s. 24) ve Nû h`un gemisinin indiği yer olarak Ağrı Dağı gösterilmişse de bunun gerçeğe uygun olmadığı anlaşılmaktadır.

İslâm Ansiklopedisi her câminin kitap dolabında mevcuttur. Ciddiyet ve sorumluluk taşıyan bir insan açar ve maddenin tamamını okur. O zaman da Ararat kelimesinin sadece bir tesadüf olduğunu anlamış olur. Kurân-ı Kerim`in, eksiksiz bilgi ile, Cudî Dağı`nı gösterdiğini, görür. Devlet katımız da görecektir ümidi içersindeyiz...