Dün (11 Kasım Pazartesi günü) İstanbul`da müstesna bir sergi etkinliği vardı. Yıldız Holding`in Çamlıca`daki sergi ve seminer salonunda düzenlenen Kırk Hadis Sergisi hat ve tezhip sanatının en güzel örneklerini sözün, kelâmın en güzel numuneleriyle Hadis-i Şerif`ler ile buluşturdu.

Mevlid-i Nebî Haftası dolayısıyla tertip edilmiş bulunan sergiyle ilgili kanaatimizi peşinen belirtmekte fayda mülahaza ediyorum. Ü stad Necip Fazıl Kısakürek 'Laf var ki laftır, laf var ki iştir, iş var ki laftır. Bize iş kadrosunda laf, hamle çapında iş lazım' diyordu. Yıldız Holding`in düzenlediği 40 Hadis Sergisi ve kitabı geleneksel sanatlar alanında, hat, tezhip ve prestij kitap bağlamında hamle çapında bir iş olmuş. Emeği geçenleri İttifak Gazetesi camiası olarak tebrik ediyoruz.

Sergiler dostları bir araya topluyor

`height=

Sergiler uzun zamandır birbirlerini görmeyen dostları bir araya getiriyor olması açısından da önem arz ediyor. Bu bağlamda Sergide Ali Ü lker, Doç. Dr. Ömer Bolat, Erhan Erken, Mustafa Büyükabacı, Bahattin Aydın, Abdülhalik Damar, Adnan Metin, Reşat Karabıyık, Prof. Dr. Berat Özçelik, Talat İçöz, Avukat İbrahim Taşkın, Dr. Mehmet Köse, Enes Akça, Mehmet Akif Ersoy ve Abdullah Aydemir gibi iş, ticaret, finans, akademi, bilişim, lojistik ve sanat dünyalarının önde gelen isimleriyle sohbet etme imkânımız oldu.

El-Emî n sıfatından ilham ile;

Efendimiz Aleyhisselâm`ın sıfatlarından 'El-Emî n'den ilhamla güvenilir, samimi ve hasbî olmak konulu hadis-i şeriflerden oluşan sergide günümüz hat sanatının duayen isimlerinden Hattat Hüseyin Kutlu`ya her biri geleneksel sanatlarımızın ustası durumunda bulunan 21 hattat, 18 tezhipçi eşlik ediyor.

Son cümlenin hattatlar bahsinde Abdulhadi Erol Dönmez, Abdullah Aydemir, Ayşe Onat, Berrak Özdoğan, Betül Kırkan, Betül Şerife Güneş, Canan Arvas, Emine Ged, Emine Şirvan, Esra Aygüler, Feyza Kırkan, Gülşen Yıldız, Habibe Kalafat, Hüseyin Kutlu, Kenan Yüksel, Merve Altunel, Nazan Türkmen, Rümeysa Havranlıoğlu, Şinasi Süleymanoğlu, Vahide Karababa ve Veysel Kucuras`ın isimleri zikretmemiz gerekiyor.

Birbirinden âlâ keyfiyette ketebe konulan yazıları tezyin eden sanatkârlarımızın isimlerini ise şöyle sıralamak mümkün: Abdullah Aydemir, Ayşe Civelek, Ayşe Cömert, Betül Şerife Güneş, Deniz Akın, Esra Ciğerli, Feyza Ü naldı, Gülay Cengiz, Gülhanım Dönmez, Melike Ü naldı, Meltem Uçar, Rukiye Şahin, Selvi Bodurlar, Şeyma Yallıhep, Vahide Karababa, Zeliha Yıldız, Zeynep Atabey ve Zeynep Yüksek.

Abdullah Aydemir`in ve Betül Şerife Güneş`in sergiye hem hat hem de tezhip eserleriyle katıldığını belirtmeyi üzerimize vazife görüyoruz. Çünkü bir sanatkârın yazısının tezhibiyle tezhibinin hattıyla müsabaka halinde olması geleneksel sanatlarımızın geleceği adına daha bir ümitvar olmamızı salık veriyor.

Sergide sülüs, celi sülüs, nesih, nestalik ve celi talik yazı nevilerinde kaleme alınan 40 hadis-i şerif ibaresinin etrafı klasik tezhip sanatımızın en güzel örnekleriyle bezenmiş. Yıldız Holding`in seminer salonundaki levhalara dikkatlice bakanlar hatlarda kamış kalemin zikrini işitirken, tezhiplerde bezemelerin ihtişamını temaşa edecek.

Ali Ü lker: Toplumda güzel örnekleri çoğaltmak önemli.

`height=

Sergi öncesinde ve sonrasında sohbet ettiğimiz Yıldız Holding İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ü lker`in serginin açılış konuşmasında dile getirdiği hususlar önemli.

'Hattat Hüseyin Kutlu`nun ve talebelerinin hazırladığı 40 Hadis-i Şerif levhaları Yıldız Holding`i şereflendiriyor. Yıldız Holding nezdinde uzun yıllar boyunca çağdaş sanatı, bu sanatın temsilcilerini desteklediğimiz gibi geleneksel sanatlarımızı ve ustalarımızı da destekleyerek öz sanatlarımızı ve dolayısıyla sanatı yaşatmanın gayreti içerisinde bulunduk.

Hat ve tezhip şüphesiz geleneksel sanatlarımızın, İslâmî sanatların en önde gelenleri. Yıldız Holding olarak bu kez Peygamber Efendimizin (sav) güzel hadislerinin kağıda aktarılmasına vesile olduk. 40 Hadis levha olarak hat ve tezhiple birleşip bir araya gelince görsel olarak da ayrı bir değer kazanıyor.

Rol model önemli.

Günümüz toplumunda en çok ihtiyaçduyulan ve arzu edilen hususlardan bir tanesi de yeni nesil gençlere birer rol model oluşturmak ve toplumda güzel örneklikleri çoğaltmak. Bu sergi vesilesiyle de topluma, toplumsal meselelere bir söz söylenmiş, cevap verilmiş oluyor.

Sergi 21 hattatın, 18 tezhipçinin göz nurunu barındırıyor

`height=

Serginin konusu El-Emin. Bilindiği üzere Mekkeli müşrikler nezdinde dahi Efendimizin (sav) sıfatı El-Emin`di. Buradan yola çıkarak El-Emin`den neş`et eden hadislerle Efendimizin (sav) topluma tavsiyelerini, özlü sözlerini görsel olarak hedef kitlemize ulaştırmak istedik. Ayrıca 21 hattatın ve 18 tezhipçinin emeklerinin bulunduğu serginin kitabını da hazırladık. Eserin, 8 dilde yayınlanarak Japonca, Çince, Rusça, İspanyolca, Fransızca, İngilizce, Farsça ve Almancaya çevrilmiş olması da ayrıca mühim.

Sergimiz Şubat 2020 ayına kadar açık kalacak. Ziyaret etmek isteyen sanatseverleri Yıldız Holding`e bekliyoruz. Bekliyoruz ki gözlerinin nurlarını artırsınlar.'

Ali Ü lker`in tesbitleri önemli. Gençliğe rol model lazım. Çünkü insan görerek öğreniyor, insana rehber, hami, yoldaş lazım. Şirketler bunun için mentörlük hizmetleri veriyor. Vakıflar hamilik programları düzenliyor.

Ali Ü lker`in konuşmasındaki bağlamdan yola çıkarak Hüseyin Kutlu`nun ve talebelerinin yoğun gayretleriyle hayat bulan Bilim Kültür ve Sanat Derneği BİKSAD`ın çalışmalarının ve sanat atölyelerinin örneklik bakımından da tüm Türkiye`ye ve bir adım öte dünyaya çok önemli bir hizmet sunduğunu söylememiz vakıa mutabık olacaktır.

Hüseyin Kutlu ikinci kuşak hat sanatının en önemli temsilcilerinden biri.

Hattat Hüseyin Kutlu Cumhuriyet dönemi ikinci kuşak hat sanatının en önemli temsilcilerinden biri. Hattat Kutlu, yetiştirdiği talebeleri ve talebelerinin talebeleriyle birlikte özellikle sülüs, celi sülüs ve nesih yazılarında 'Hat sanatı İstanbul`da yazıldı' düsturunun zeminini takviye ediyor. Kutlu`nun yazdığı Mushaf-ı Şerif ve hâlen kitabet çalışmaları devam etmekte olan Mushaf, önemli bir sadaka-i cariye olarak hat sanatı tarihine nakşediliyor.

Böylesi tesbitlerden sonra sözü, sergi açılışında Hüseyin Kutlu`nun yaptığı konuşmaya getirelim.

`height=

Hattat Kutlu: Öz sanatlarımız ihyâ olmuş değildir!

'Öncelikle hamd ediyorum. Bize Allah`ın nurunu yaşanılır hale getiren, İslâm`ın kaynağı Efendimiz Muhammed Mustafa`ya (sav) salât ediyorum. Bu serginin hazırlanmasını temin eden Yıldız Holding`e teşekkür ediyorum. Yıldız Holding`in yıldızlarının Nur-u Muhammedî (sav) ile parlamasını niyaz ediyorum.

Efendim, sergiye geçmezden önce öz sanatlarımıza çok büyük hizmetleri geçen Ord. Prof. Dr. Süheyl Ü nver ile bir görüşmemize değinmek istiyorum. Hocamızı İstanbul Ü niversitesi`nin Deontoloji Kürsüsü`nde ziyaret eder, kendilerinden feyz alırdık. Bir gün yine hocamızın yanına vardığımda elinde bir 40 Hadis eseri vardı. Tezyinatını hocam yapmış. 'Birlikte inceleyelim' dedi, bana bazı hususları aktarmak için. İlk sayfayı çevirdik, boş bir yaprak. Hocam dedi ki 'Burası Hadis-i Şeriflere manevi hazırlıktır. Öyle birden bire meseleye, kutlu sözlere girilmez.' Sonrasındaki sayfada hocam, kaynaklardan gelen bilgilere göre Mescid-i Nebevî `yi resmetmiş. Okuyucu buraya hürmetli bir nazarla bakarak manen hazırlık yapacak. Bir sonraki sayfada ise Şebeke-i Muhammedî `yi çizmiş. Sohbet huzurda olur. Huzura varmadan önce şebeke temâşâ edilmeli. Böyle mülahazalarla kitaplar, yazmalar hazırlanırsa huzur idrakiyle okumak nasip olur.

Dünya Efendimizi (sav) tanımıyor

Danimarka`da karikatür krizi hadisesi yaşanınca 'Ben ne yapabilirim?' diye düşündüm. Çünkü dünya Efendimizi (sav) gereği gibi tanıyamıyor. Malum, BM`nin İnsan Hakları Beyannamesi var. Hâlbuki bunun en âlâsını 14 asır önce Sevgili Peygamberimiz (sav) Veda Haccı`nda dile getirdi. Veda Haccı hak ve özgürlükler bağlamında İnsan Hakları Beyannamesi`nin çok çok ötesinde bir yerlerde konumlanır. Bunun üzerine, Destegül 40 Hadis Serilerini hazırlamak nasip oldu.

Dünyaya en güzel mesajları bizim sanatlarımızla, geleneksel sanatlarımızla verebiliriz. Efendim, bugün itibariyle bu sanatlarımız ihyâ olmuş değildir. 'Geleneksel sanatlarımız ihya olmuştur' sözü nostaljiden öteye geçememektedir. Bizim millî kültürümüz, medeniyetimiz, sanatımız nostaljik bir hatıranın ötesindedir. Biz ne yazık ki kendi medeniyetini inkâr eden bir milletiz. Milletimiz tekrar bu medeniyeti yaşanılır ve yaşatılır bir medeniyet, İslâm medeniyeti olarak ihya ve inşa etmeden sanatlarımızın ayakları yere basmayacaktır!

Bugün bizim dünyaya vereceğimiz teşhirli mesajlarımız vardır ki bunu kendi öz sanatlarımızla vermeliyiz. Dünyaya mesaj vermeliyiz, gündemi takip etmeliyiz. Pek çok sergi yapılıyor. Oradan, buradan pek çok hattat, sanatkâr katılıyor. Bunların tesirleri bir yere kadar. Oysa bizler konulu sergiler yapmalıyız. Bu tür sergilerin sayısını artırmalıyız. Kelâmın en güzeli Allah`ın kelâmı bizde. İlâhî kelâmın içinde olmayan, bize hitap etmeyecek hiçbir şey yok. En güzel sözler de bizde. Sevgili Peygamberimizin (sav) sözleri en güzel sözler. Ayrıca kelâm-ı kibarımız ve atasözlerimiz var. Bu sanatlarımız hattımız, tezhibimiz, minyatürümüz dekoratif unsur olmanın ötesinde kristal, billur kaplarda yed-i beyza misali mesaj verebilmelidir. Günümüzün hadiselerini niye minyatüre aktarmıyoruz!

Hüseyin Kutlu: İşimizi yapıyoruz.

Bu sergi ortak bir çalışma. Sadece bize mâl edilemez. Biz işimizi yapıyoruz. Bazıları birkaçeser ortaya koyunca gıdaklamaya başlar, ortalıkta dolaşır. Bazılarının ise hiçsesi çıkmaz. Dolayısıyla burada eserleri bulunanlar bizim yumurtalardan çıkan civcivlerimizin cik cik sesleridir.'

`height=

Laf değil, iş üretmek lazım.

Hüseyin Kutlu Hocanın sözleri mühim. Laf değil iş üretmek lazım. 40 Hadis Sergisi başlı başına bir iş, hamle çapında bir eylem olmuş. Katılımcılara hediye edilen ve Diyanet İşleri Başkanlığı Kaynak Eserler Serisi`nin 151`inci halkasını oluşturan 40 Hadis Kitabı da numune bir eser olmuş. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.

Yazının başındaki hüküm cümlemizi tekrar ederek hasbihalimize nihayet verelim: 'Laf var ki laftır, laf var ki iştir, iş var ki laftır. Bize iş kadrosunda laf, hamle çapında iş lazım.'