Başınızı döndürecek bir Şaheser
Tarihçilerin, sanat tarihçilerinin ve bilim insanlarının ittifakla kabul ettikleri dünyanın en muhteşem iki 'Selçuklu Kümbeti' vardır Bu şâheserlerden birinden bahsedeceğim bu yazımda. Sizi Kayseri`de bulunan Döner Kümbet`e götüreceğim.
Eski orta Asya Türkleri`nin bir kısmı ölüyü toprağa gömdükten sonra üzerine bazen toprak yığar bazen da 'yurt' çadırı dediğimiz çadırı kurup tören yaparlardı.
Kümbetler mimari yapısının temeli Türkler`in yurt çadırıdır.
Kümbetler, bir külliye içerisinde bulundukları gibi tek ve bağımsız da olabilmektedirler.
Peki kim yatıyor burada; ?
Evet içerisinde, Alâeddin Keykubad`ın biricik kızı , ciğerpâresi 'Şah Cihan Sultan' yatmaktadır!
1276 yılında yapılan muhteşem kümbetin asıl adı da 'Şah Cihan Hatun Kümbeti' dir aslında.
Kare kaide üzerinde 12 köşeli olup, her duvarda farklı göz alıcı motifler bulunmaktadır
İnsan başlı kanatlı pars, çift başlı kartal, hurma ağacı ve lotus çiçeği motifleri;

Taçkapıyı önemli kılan ise Günün belirli saatlerinde ışık-gölge etkisinde ortaya çıkan insan figürüdür Başında miğferi, çekik gözleri, bıyık ve sakalı ile 'Selçuklu askeri' betimlemesi.
Kümbet üzerinde yer alan motiflerin birincil niteliği gökyüzü ve cenneti çağrıştırmasıdır.
Pars ve çift başlı kartal cennete götüren gökyüzünün koruyucuları,
hurma ağacı gökyüzü ve içinde bulunan gezegenleri içeren tüm evren ile cennet arasındaki sınırı simgelemektedir.
Ayrıca kutsal 'Hayat Ağacı'nın büyüme aşamaları ile içinde yatan kişinin hayatındaki aşamalar sembolize edilmiştir.
Kümbetin bodrum katında bulunan mumyalık, ölen kişinin bedenini içine alan yeraltını simgelemekte, mumyalığın üzerinde bulunan oda yeryüzünü simgelemekte, bu kısmı örten kubbe ise gökyüzünü simgelemektedir.
Döner Kümbet`in bu muhteşem dillere destan ihtişamı edebiyat ustalarımızın da konusu olmuştur.
Yaşar Kemal 1944-1945 yıllarında Kayseri`de askerlik yapmıştır.
Daha sonraki dönemlerde Kayseri`ye her gelişinde istisnasız ilk uğradığı yer 'Döner Kümbet'dir.
Öyle ki yanına her varışında kapsına sarılır öper koklarmış!
'- O benim taşım. &ndash Anadolu`mun taşı. &ndash Sevdiğim için öpüyor, saydığım için kucaklıyorum; ' dermiş.
Yaşar Kemal, 1957 yılında basımı yapılan Peri Bacaları` kitabında hem Mustafa Gümüşkaynak`tan hem de Döner Kümbet sevgisinden şöyle söz eder:
'Bizim Mustafa Gümüşkaynak var Kayseri`de, ince çocuktur. Kayseri`ye her gelişimde Mustafa beni ilkin Döner Kümbet`e götürür. Ben Kayseri`de ilkin Döner Kümbet`i görmek isterim. Bunda da öyle oldu, Döner Kümbet`i görüp de büyülenmemek imkansız. Mustafa doğma büyüme Kayserili olduğu halde, binlerce kere Döner`i görüp tattığı halde, o da her görüşünde büyülenir. Mustafa bana her gidişimde Döner`in efsanesini de anlatır. Bilir ki isterim. Yahut da hoşuna gider efsaneyi anlatmak.'
Bilir ki isterim. Yahut da hoşuna giden, efsaneyi anlatmak Dönerin arkasında Erciyes vardır. Alakarlı. Erciyes gece bile aydınlık içindedir. Sonra, ay ışığı da varsa Erciyes, Döner Kümbet ve insan, başka aydınlık, bir tuhaf ülkededir. Yıldızlar döner;
Günlerden perşembeyse, cuma gecesi ise, ilk akşamdan, Döner Kümbet kendi etrafında 'fırıl fırıl' dönmeye başlar. Gece yarıya doğru dönmesi gittikçe hızlanır,uğunur, görünmez olur. Öyle hızlı döner; Ona bakarak alakarlı, aydınlık içindeki Erciyes de döner; Ala şafak sökünceye kadar, Döner Kümbet Mevlevi dervişi gibi döner; Gece yarısından sonra Kümbetin dönmesi yavaşlar. Günün ilk ışıkları üstüne düşünce yavaşlar, sonra eskisi gibi yerinde 'zınk' diye durur.'
Arif Nihat Asya ise bir şiirinde 'Döner Kümbet'e atfen,
'-Yönler ne demek, aşık için neymiş yön
-Hor görmesin artık sağı sol, arkayı ön
-Bir kutlu semâhâne bilip Kayseri`yi
-Ey kutlu çadır, böyle nesiller boyu dön !; '
dörtlüğünü yazmıştır.