Adana benim özlediğim şehirlerimden biri; Çok seviyorum;

Baba Tarafım Tarsus`lu olunca Adana`ya yolum düşüyor elbette. Fakat Adana`yı hiçbir zaman bir güzergâh olarak görmedim. Uçaktan iner inmez Tarsus servisine binip geçivermedim yani; Geçip gitmek haksızlık olur zira Adana güzel bir şehirdir. Hele tarihi Büyük Saat Kulesinin civarında dolaşmak ayrı bir keyif.

Adana genellikle Seyhan Nehri ile anılır fakat ben saat kulesine âşığım. Kuleye doğru giderken sağlı sollu dükkânlarıyla eski çarşı tam bir otantik; Adana ile özdeşleşmiş olan tespihlerse harika. Biraz reklam yapayım, yine o çarşı güzergâhında Dergâh Tespih mağazası var. Son gittiğimde alış veriş yaptım hem uygun hem seçenek çok hem de çok misafirperverler.

Misafirperver deyince Adana insanının ilginçbir özelliğinden de bahsetmek istiyorum. Aslında bu özellik genetik olarak mevcut ama o kadar baskılanmış ki, ben mesela İstanbul`da yaşıyorum fakat yılın belli günlerinde Adana ve Tarsus hattındayım muhakkak. Orada mesela bir abiye, amcaya adres sordunuz diyelim, abi seni alır, neredeyse gideceğin yere kadar götürür ve yoluna devam eder. Ha elinde valiz varsa ona da yardım etmek ister.

Seyhan nehir kenarındaydım; Havalimanına gideceğim, bir simitçi gençgördüm. 'Şakirpaşa`ya buradan araçgider mi' dedim. Gelen cevap şuydu: 'abla sen şuraya otur ben seni bindireceğim';

'Allah Allah' dedim içimden nasıl yani; Beş dakika içinde bir minibüs geldi, çocuk durdurdu ve beni yolcu etti. 'Şurası, burası, orada burada' demek yok. Bir sahiplenme, bir tanıdıklık, ilginçbir iletişim.

Hani diyoruz ya 'Anadolu' insanı; İşte onlar da öyle. Çukurova insanı orijinaldir.

Kazancılar`dan bahsetmez miyim hiç;

Adana`da Kazancılar demek kebap demek. Gitmeye doyamadığım yerlerden biri. Boğaz`da yemek mi yoksa Kazancılar mı deseler hiçdüşünmeden Kazancılar derim. Farklı bir atmosferi var. Artık o toprakları sevdiğimden midir nedir bilemem ama servisi, yemekleri ve çok uygun fiyatlarıyla herkese tavsiye ettiğim bir yerdir. Özellikle mekân çok güzel. Lüks mü? Hayır değil. Tarihi yerler bende farklı bir iz bırakır her zaman. Muhteşem ve oturunca kalkmak istemezsiniz. Yaşayan yerlerdir oralar. Nefes alıp verir her bir köşesi.

Uçakta yerim cam kenarına denk gelmişse koridoru tercih ederim. Yükseklik korkumdan aşağılara pek bakmam ama Adana`ya gidiyorsam cam kenarını özellikle seçerim, Torosları izlemek, Çukurova`yı incelemek büyük keyif. O araziler, ekilmiş tarlalar. Kimi yeşil, kimi kahverengi hepsi el emeği dokunmuş birer halı gibi. Toros dağlarının ihtişamı, o derin tarihi atmosfer. Bunu resmen soluyorsunuz attığınız her adımda, baktığınız her köşede;

Bir dahaki yazımda Tarsus`tan bahsedeyim madem ki bu yazım da aslında eksik kaldı daha yazın sokaklarda satılan dikenli incirden ve enfes şalgam suyundan bahsetmedim.

Kalın sağlıcakla

Adana`ya ve Tarus`a kucak dolusu sevgiler selamlar